sabriarpacymm@gmail.com
A TANIM:
Kurumlar Vergisi Kanunun 2/7 nci
maddesinde iş ortaklıkları; sermaye, şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu
kuruluşları, yabancı devlelere, yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait veya
bağlı iktisadi kamu kuruluşları, ile dernek ve vakıflara ait iktisadi
işletmelerin kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle belli bir işin
birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla
kurdukları ortaklıkların mükellefiyet tesis etmeleri olarak tanımlanmıştır.
İş ortaklıkları kazanç paylaşımı
amacıyla kurulan ortaklıklar olup ortaklar, belli bir işin birlikte yapılmasını
yüklenmektedirler.
Kanunda iş ortaklıklarının tüzel
kişiliğinin bulunmaması mükellef olmalarına etki etmemektedir. Yani adi
ortaklığa benzer bir şekilde Borçlar Kanununun 620 nci maddesi hükümlerine göre
sözleşme ile kurulabilirler.
B İŞ ORTAKLIĞININ KURUMLAR
VERGİSİ MÜKELLEFİ OLMALARININ KOŞULLARI
Bir iş ortaklığının Kurumlar
Vergisi mükellefi olması için aşağıdaki koşulları yerine getirmesi gerekir.
*Ortaklardan en az birisinin
kurumlar vergisi mükellefi olması,
*Ortaklığın belli bir işi
sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşme ile kurulması,
*İş ortaklığı konusunun belli bir
iş olması,
*birlikte yapılacak olan işin
belli bir süre içinde gerçekleşmesinin öngörülmesi,
*iş ortaklığı ile işveren
arasında bir yüklenim sözleşmesinin olması,
*Tarafların, müştereken
yüklenilen işin belli bir veya birden fazla bölümünden değil, tamamından
işverene karşı sorumlu olmaları,
*İşin bitiminde kazancın
paylaşılması,
*Birlikte yapılması öngörülen ve
müştereken yüklenilen işin bitimi ve Vergi Usul Kanununda belirtilen
mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesiyle mükellefiyetin
sona ermesi.
İş ortaklığının kurumlar
vergisine mükellefiyetinin tescil edilmesinin koşullarının tamamı bir arada
aranmaktadır. Bu koşullara uygun olmayan ortaklıklar adi ortaklık olarak
mükellefiyeti sadece katma değer vergisi, muhtasar ve damga vergisi
mükellefiyeti tescil edilebilmektedir. İş ortaklığı ise bağımsız bir mükellef
olarak kurumlar, katma değer ve diğer bütün vergiler için mükellefiyet tescil
edebilmektedirler.
Bilindiği gibi büyük yatırımların
çeşitli işlerini ayrı ayrı kişi veya kurumların üstlenmesi ve sonuçlandırması
işleri iş ortaklığının konusu değil, bunlara konsorsiyum denmektedir.
Konsorsiyumda her bir ortağın yapacağı iş yüklenim sözleşmesinde açıkça
belirtilmesi zorunludur. Yüklenim sözleşmesinde belirtilmemekle birlikte,
ortakların kendi aralarında yapacakları sözleşme ile her bir ortağın
yükleneceği işin belirlenmesi ve işverence de bu sözleşmenin kabulü halinde
ortaklar ‘’konsorsiyum’’ olarak kabul edilecekler.
C İŞ ORTAKLIĞININ NİTELİĞİ, BAĞLI
OLACAĞI YER VERGİ DAİRESİ
İş ortaklıkları, devamlılık
gösteren ve aynı nitelikte olan iş veya işler için değil, belirli bir sürede
bitecek bir iş için kurulmaktadırlar. Ortaklarının bir kısmı yabancı yani
Türkiye’de yerleşik olmasalar dahi bu mükellefiyetler tam mükellefiyet
kapsamında vergilendirilecekler.
Diğer bir husus da iş
ortaklıklarının her bir iş için kurulabilecekleridir. Belli bir iş için kurulan
iş ortaklıklarının işverenin birden fazla olması, iş ortaklığının da birden
fazla kurulmasını gerektirmemektedir.
Ancak, bir işverene karşı birden
fazla işin, iş ortaklığı kapsamında yapılması halinde her iş için ayrı bir iş
ortaklığının kurulmasını gerektirecektir.
İş ortaklığının bağlı olacağı
vergi dairesi kuruluş sözleşmesinde belirtilen adresin bağlı olduğu yer vergi
dairesidir. Sözleşmede, ortaklığın merkezi belirtilmemiş ise, iş merkezinin
bulunduğu yer vergi dairesi olacaktır.
D İŞİN BİTİMİ İŞ ORTAKLIĞININ
TASFİYESİ
Ortaklılar isterlerse Borçlar
Kanununa göre adi ortaklık veya kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamında iş ortaklığı şeklinde seçimlilik hakkına
sahiptirler.
Yukarıda da değinildiği üzere,
adi ortaklıklar kurumlar vergisi mükellefi olmamalarına rağmen katma değer ve
diğer vergiler bakımından ayrı defter tutmak zorundadırlar. Ortaklar dönem
sonlarında adi ortaklıkta oluşan kar ya da zararı ortaklık hisseleri oranında
paylaşarak kendi hesaplarına dahil etmektedirler.
İş ortakları ise Kurumlar Verisi
Kanununa tabi oldukları için ortaklık faaliyetinden doğan kazanç, kurumlar
vergisine tabi tutulmakta ve vergi sonrası kar kazanç ortakların hisselerine
göre ortaklara dağıtılmaktadır.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin
zararlarının, bu mükelleflerin zararlarından indirilmesi mümkün değildir. Çünkü
iş ortaklığında oluşan zarar ortaklık bünyesinde vergiye tabi bulunmaktadır.
Belli bir iş için kurulan iş
ortaklıklarında işin bitimi tarihi, taahhüt sözleşmesinde belirlenen esalara
göre tayin edilmektedir.
Ancak işin bitimi, iş ortaklığının
da sona erdiği anlamına gelmemektedir. Otaklıkla ilgili olarak
mükellefiyetlerin de tamamlanması gerekmektedir. Yani vergi, sigorta ve sair
borç ve alacakların da bitirilmesi gerekmektedir.
Yani işin bitirilmesi iş
ortaklığının sona erdiği anlamına gelmemektedir. Vergi, sikorta ve benzeri işlem ve ödevlerin de
bitirilmesi gerekir. Zaten tasfiye işlemleri de Borçlar Kanunu hükümlerine göre
yapılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder