Kapsam ve tanımlar
MADDE 1- (1) Bu Kanun hükümleri;
a)
4/1/1961tarihlive213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1)
30/6/2016 tarihinden (bu tarih dahil)
önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin
vergi ve bunlara
bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
2)
2016 yılına ilişkin olarak 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dfilıil)
önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme
zamları (2016 yılı için tahakkuk
eden motorlu taşıtlar
vergisi ikinci taksiti
hariç, 213 sayılı Kanun kapsamında olmayan ancak, emlak vergisi üzerinden
hesaplanan ve bu vergiyle birlikte
tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ve bwıa bağlı gecikme
zamları dahil),
3)
30/6/2016 tarihinden
(bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi
aslına bağlı olmayan
vergi cezaları,
b)
İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia,
makine, teçhizat, demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu
ve ortaklardan alacakların beyanı,
c)
30/6/2016 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999
tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 2117/1953 tarihli
ve 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları,
faizler, gecikme faizleri,
gecikme zammı alacakları,
ç) Sosyal Güvenlik
Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş
olan;
1)
31/5/2006 tarihli
ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2016 yılı Haziran ayı ve önceki
aylara ilişkin; sigorta
primi, emeklilik keseneği
ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
2)
2016 yılı
Haziran
ayı
ve
önceki
aylara
ilişkin
isteğe
bağlı
sigorta
primleri
ve
topluluk sigortası primi ile bunlara
bağlı gecikme cezası ve gecikme
zammı alacakları,
3)
Yaşlılık aylığı,
emekli aylığı veya malullük aylığı
bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde
belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte
çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken,
2016 yılı Şubat ayı ve önceki aylara
ilişkin sosyal güvenlik
destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme
zammı alacakları,
4)
30/6/2016 tarihine
kadar (bu tarih dfilıil) bitirilmiş
olan özel nitelikteki inşaatlar ile
ihale konusu işlere ilişkin
yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden
hesaplanan sigorta primi ile bunlara
bağlı gecikme cezası ve gecikme
zammı alacakları,
5)
30/6/2016 tarihine
kadar (bu tarih dahil) işlenen
fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı
gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
6)
İlgili kanunları gereğince takip edilen
2016 yılı Haziran
ayı ve
önceki aylara ilişkin;
damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime
katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
1)
5510 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası
prim alacakları
hakkında uygulanır.
(2)
Bu Kanunda
geçen;
a)
Vergi tabiri,
213 sayılı Kanun
kapsamına giren vergi,
resim ve harçlar
ile emlak vergisi
üzerinden hesaplanan taşınmaz
kültür varlıklarının korunmasına katkı payını,
b)
Gümıiik vergileri
tabiri, ilgili mevzuat
uyarınca eşyanın ithali
veya ihracında uygulanan
ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, eş etkili vergiler
ve mali yüklerin tümünü,
c)
Beyanname tabiri,
vergi tarhına esas
olan beyanname ve bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE
aylık değişim oranlan tabiri; Türkiye İstatistik Kurumunun
her ay için belirlediği 31112/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları
endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/112005 tarihinden itibaren
üretici fiyatları endeksi (ÜFE)
aylık
değişim oranlarını, 11112014 tarihinden itibaren yurt içi üretici
fiyat endeksi (Yİ-ÜFE)
aylık değişim oranlarını
(Bu madde hükümlerine göre ödenecek alacaklara bu Kanunun yayımlandığı
ay için uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten bir önceki
ay için belirlenen Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.)
ifade eder.
(3)
Bu Kanun, bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına ilişkin hükümler ile 10/9/2014 tarihli
ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun hükümlerine göre yapılandmlan alacaklara ilişkin hükümleri de kapsar.
Kesinleşmiş alacaklar
MADDE 2- (1)
Maliye Bakanlığına ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından
takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dfilıil);
a)
Vadesi geldiği
halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödemuemiş
kısmının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer'i alacaktan
ibaret olması halinde
fer'i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme
zammı gibi fer'i amme alacakları ile aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş
olanlar dfilıil olmak üzere asla bağlı olarak
kesilen vergi cezaları
ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
b)
Vadesi geldiği
halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
ve
bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş
vergi cezaları ile iştirak nedeniyle
kesilmiş vergi cezalarının %50'si ve bu tutara gecikme
zammı yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması halinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
cezaların kalan %50'sinin
ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
c)
20/2/2008 tarihli
ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili
Hakkında Kanunun 1inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar ödenmemiş olan tutarların bu madde kapsamında
ödenmesi halinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(2)
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri
tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dfilıil);
a)
Vadesi geldiği
halde ödenmemiş ya
da ödeme süresi henüz geçmemiş
bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar
Yİ ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer'i alacaktan ibaret olması halinde
fer'i alacak yerine
Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme 7.8llll1lı gibi fer'i amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş
olanlar dahil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen
idari para cezalarının tamamının,
b)
Vadesi geldiği
halde ödenmemiş ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş
bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili
diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle
gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş
idari para cezaları
ile 30/3/2005 tarihli
ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun
iştirak hükümleri nedeniyle kesilmiş idari para cezalarının %50'sinin, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla cezaların kalan %50'sinin,
c)
Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak
kesilmiş idari para cezalarının
%30'u
ve varsa gümrük vergileri aslının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i
amme alacakları yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu maddede belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70'i ile alacak
asıllarına
bağlı
faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer'i amme alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(2) İhtirazi kayıtla verilen
beyannameler üzerine tahakkuk etmiş
olan
vergiler
hakkında bu maddenin birinci
ve ikinci fıkralarının (a) bendi hükmü uygulanır.
(3)
Bu Kanunun kapsadığı dönemlere
ilişkin olarak 2016 yılında tahakkuk eden ve bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş
olan geçici vergilere
bağlı gecikme faizi ve gecikme zamları yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle
bu madde hükmünden yararlanılır. Bu takdirde, 2016 yılına ilişkin
yıllık gelir/kurumlar vergisinin tahakkukunu müteakip ödenecek
taksitlerde, vergi aslının
ödenmesi şartı aranmaz.
(4)
Bu Kanun kapsainlnda ödenecek
olan motorlu taşıtlar
vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu Kanun
hükümlerinin ihlal edilmemiş
olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu
Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin
(d) fıkrası hükmü uygulanmaz.
(5)
Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olup, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
yargı karan ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye
yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
başvuruda bulunulması koşuluyla
bu alacaklar da
bu madde hükümlerinden yararlandmlır. Bu hüküm
kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat
yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak
Kanunun yayımlandığı tarih kabul edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi
halinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(6)
Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede
belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar
MADDE 3- (1) Bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri
nezdinde dava açılmış ya da
dava açma süresi henüz geçmemiş
olan ikmalen, re'sen
veya
idarece yapılmış
vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve
gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si, faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen
vergi cezalan/idari para cezaları ile bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal
etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2)
Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgisine
göre itirazlistinaf veya temyiz
süreleri geçmemiş
ya da itiraz veya temyiz
yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş
veya karar düzeltme
yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re'sen
veya idarece yapılmış
vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak
asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki
tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce verilmiş en son kararın;
a)
Terkine ilişkin karar olması halinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan
vergilerin/gümrük vergilerinin %20'si ile bu tutara ilişkin faiz,
gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %80'inin,
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen
vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı
gecikme zamlarının tamamının,
b)
Tasdik veya
tadilen tasdike ilişkin
karar olması halinde, tasdik edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin %20'si ile bu tutarlara ilişkin
faiz, gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %80'i,
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına
bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın
bozma kararı olması
halinde birinci
fıkra hükmü, kısmen
onama kısmen bozma kararı olması halinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan
kısım için birinci
fıkra hükmü uygulanır.
(3)
Bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla sadece
vergi
cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması halinde;
a)
Asla bağlı
cezaların,
vergilerin/gümrük vergilerinin bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin
olarak bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
şartıyla tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b)
Asla bağlı
olmaksızın
kesilen
vergi
cezalarından/gümrük
yükümlülüğüyle
ilgili idari para
cezalarından
bu maddenin birinci fıkrasında
belirtilen
safhada olanlarda cezanın
%25'inin, ikinci
fıkrasının; (a) bendinde
belirtilen safhada olanlarda cez.anın %10'unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik
edilen ceza tutarının
%50'sinin, terkin edilen cezanın %10'unun
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla
kalan cezaların,
c)
Asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari
para cezalarına ilişkin verilen en son kararın bozma kararı
olması halinde cez.anın
%25'inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması
halinde, onanan kısım için ikinci fıkranın
(b) bendindeki esaslar çerçevesinde, ilgisine
göre anılan bentteki
oranların yarısının, bozulan kısım için %25'inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla
kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu fıkranın (b)
ve (c) bendi hükümleri, tarh edilen vergi ile birlikte
dava konusu edilen asla bağlı
olmaksızın kesilen vergi
cez.aları için de uygulanır.
a)
Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak
kesilmiş olan idari para cezaları
ile ilgili olarak bu maddenin
birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın
%15,inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen saflıada olanlarda cezanın %5'inin, (b) bendinde
belirtilen safhada bulunanlarda tasdik
edilen ceza tutarının %30'unun, terkin edilen cezanın
%5'inin, verilen
en son kararın bozma kararı
olması halinde cezanın
%15'inin, kısmen onama kısmen bozma
kararı olması halinde;
onanan kısmın tasdik veya tadilen
tasdike ilişkin karar olması halinde tasdik edilen
cezanın %30'unun, terkin edilen cezanın
%5'inin, bozulan kısmın %15'inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla kalan cezaların
tahsilinden vazgeçilir.
(2)
Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip,
ödeme yönünden şartların
ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen
ve bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla dava açma süresi geçmemiş
olan vergi cezaları
için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(3)
Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilen
vergi cezalarında, cezaya
muhatap olanlar bu madde hükmünden
üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde yararlanır.
(4)
Bu maddeye
göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak
olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce (bu tarih dfilıil) taraflardan
birine tebliğ edilmiş
olan karardır.
(5)
Bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış ancak, dava açma süresi geçmemiş
alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
(6)
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi,
kurumlar (stopaj) vergisi,
katma değer vergisi
ve özel tüketim vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri
ile ilgili verilen beyannameler üzerine
tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri
halinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına
ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarım kaybederler.
(7)
Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı
dava
açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır. (1O) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda belirtilen
ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka
göre belirlenen alacaklar başka bir
işleme
gerek
olmaksızın takip edilir.
Şu kadar
ki,
bu
Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son
yargı
kararının, tarhiyatın/tahakkukun
tasdikine ilişkin olması
halinde bu karar üzerine tahakkuk
eden alacaklar takip
edilir.
İnceleme ve tarhiyat
saflıasmda bulunan işlemler
MADDE 4- (1) Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk
işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla
devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50,si ile bu tutara gecikme
faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ ÜFE
aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine
belirlenen dava
açma
süresinin bitim
tarihine kadar
hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan
cezalarda
cezanın
%25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren
otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde
altı eşit taksitte
ödenmesi şartıyla vergi aslının %50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cez.alarda cezanın %75'inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan
gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir .
(2)
Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak iştirak nedeniyle
kesilecek vergi
ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25'ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde
cezanın kalan%75'inin
tahsilinden vazgeçilir.
(3)
Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık
talebi ile verilip,
ödeme yönünden şartların
ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen
ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları
hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi
için verginin
bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş
olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine
göre ödenmesi şarttır.
(4)
Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce
tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi
kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu
kararları ve vergi inceleme raporları
üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine
bu maddenin birinci
ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen
tutarın, birinci fıkrada
belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır .
(5)
Bu madde
hükümlerinden
yararlanılabilmesi için madde
kapsamında ödeme
başvurusunda bulunulan alacağa
ilişkin dava açılmaması şarttır.
(6)
Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat
öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma
talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma
günü gelmemiş ya
da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.
(7)
Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun
uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma
ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanamazlar .
(8)
Bu madde uygulamasında incelemeye başlama tarihi, 213 sayılı Kanunun 140
ıncı maddesine göre tayin olunur.
(9)
Bu Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;
a)
213 sayılı Kanunun;
1)
371 inci maddesine
göre beyan edilen matrahlar üzerinden
tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin
tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla
pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,
2)
30 uncu maddesinin
dördüncü
fıkrasına göre kendiliğinden
verilen
beyannameler
üzerinden tarh ve tahakkuk
ettirilen vergilerin tamamı
ile hesaplanacak gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla
gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,
b)
2016 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu
halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür
varlıklarının korunmasına katkı
payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine
bu
Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla
bu alacaklara bağlı gecikme faizi,
gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının,
a)
4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği
halde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların, ilgili gümrük
idaresine bildirilmesi
durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
faizlerin ve idari para cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2)
31/12/1960 tarihli
ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanwıunun 64 üncü maddesinde sayılan diğer ücret
mükelleflerinin, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak
2016 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere
ilişkin olarak herhangi
bir vergi ve cez.a aranmaz.
Bu mükelleflerden daha önce mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların
işe başlama tarihi olarak bu Kanuna göre yaptıkları müracaat
tarihi esas alınır.
Matrah ve vergi artırımı
MADDE 5- (1) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dfilıilinde gelir
ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında
artırımda bulunulan yıllar
için yıllık gelir ve kurumlar vergisi
incelemesi ve bu yıllara ilişkin
olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
a)
Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler
dahil) vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar, 2011 takvim yılı için %35, 2012 takvim
yılı için %30, 2013 takvim yılı için %25, 2014 takvim yılı için %20, 2015 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere artırırlar.
b)
Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda
bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir
vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş
olması veya indirim
ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş
veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi
dışında bırakanlar dahil)
olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için 2011 takvim
yılı için 9.500 liradan, 2012 takvim yılı için 9.890 liradan, 2013 takvim yılı için 10.490 liradan, 2014 takvim yılı için 11.160 liradan,
2015 takvim yılı için 12.650 liradan;
bilanço esasına göre defter tutan mükellefler
ile
serbest meslek erbabı için 2011 takvim
yılı için 14.000 liradan, 2012 takvim yılı için 14.820
liradan, 2013 takvim
yılı için 15.740 liradan, 2014 takvim yılı için 16.740 liradan, 2015 takvim yılı için 18.970
liradan az olamaz. Geliri, sadece basit usulde tespit edilen ticari kaz.ançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço
esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların
ilgili yıllar itibarıyla 111O'wıdan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5'inden, geliri bunlar dışında
kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme
hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan
az olamaz. Bu bendin uygulamasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna
tutarları dikkate alınmaz.
Birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap
olunmaması için, bu fıkrada belirtilen
ilgili gelir wısuru
itibarıyla matrah artırımı
yapılması şarttır.
c)
Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, artırımda bulunmak
istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları
beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim
ve istisnalar nedeniyle matrah
oluşmaması
ya
da hiç beyanname verilmemiş (ilgili
yıllarda
faaliyette
bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dfilıil) olması halinde,
vergilendirmeye esas alınacak
matrahlar ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, 2011 takvim yılı için 28.000
liradan, 2012 takvim yılı için 29.650 liradan, 2013 takvim
yılı için 31.490 liradan,
2014 takvim yılı için
33.470 liradan, 2015 takvim yılı için 37.940
liradan az olamaz.
ç) Bu fıkra hükmüne
göre artırılan matrahlar, %20 oranında
vergilendirilir ve üzerinden
aynca herhangi bir vergi alınmaz.
Ancak, gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin, artırımda bulunmak
istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş,
bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde
ödemiş ve bu vergi türleri
için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla
bu fıkra hükmüne göre artırılan
matrahları %15 oranında
vergilendirilir. İstisna, indirim
ve mahsuplar nedeniyle
bu beyannameler üzerinden
ödenmesi gereken verginin
bulunmaması halinde de bu hüküm uygulanır.
a)
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının bulunması halinde, bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap
olıµamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden
tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın
(a) bendinde belirtilen
şekilde artırılması şarttır.
b)
Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesinde
yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar
beyanname ile beyan etmemiş olmaları halinde, bu yıllara ilişkin
olarak bu fıkrada
belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara
ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar, bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen asgari matrahın %SO'sinden az olmamak
kaydıyla beyan etmeleri
şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden %15 oranında
vergi hesaplanır.
t) Bu fıkranın (d) ve (e) bentlerinde yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan
mükelleflerin, bu yıllara
ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili yıllarda
vergiye esas alınan
kurumlar vergisi
matrahlarını da bu fıkranın (c) bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak
üzere (a) bendinde belirtilen şekilde
artırmaları şarttır.
g)
Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu fıkra hükmünden yararlanarak beyan ettikleri matrahları artırmaları halinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş
oldukları vergiler, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup
edilmez.
ğ) Gelir ve kurumlar
vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların
%SO'si, 2016 ve izleyen yıllar karlarından mahsup
edilmez.
h)
İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan
indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş
yıl zararları bu fıkra hükmüne
göre artırılan matrahlardan indirilemez.
ı) Matrah artırımında bulunan
mükelleflerin
yıllık
gelir
ve kurumlar vergisine
mahsuben daha önce tevkif
yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
i)
İşe başlama
ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette
bulunmuş mükellefler hakkında ilgili yıllar
için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate
alınarak hesaplanır.
j) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında matrah artırımında bulunulan vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate
alınır.
(2)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen
şartlar dahilinde gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde
söz konusu vergiyi
ödemeyi kabul
ettikleri yıllara
ait vergilendirme dönemleri
ile ilgili olarak artırıma konu ödemeler nedeniyle gelir (stopaj)
veya kurumlar (stopaj)
vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a)
193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (1) numaralı
bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya
mecbur olanlar, her bir vergilendirme dönemine
ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin
gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2011 yılı için %6,
2012 yılı için %5, 2013 yılı için %4, 2014
yılı için %3 ve 2015 yılı için %2 oranından
az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar
artırırlar.
b)
Bu fıkranın
(a) bendi kapsamında vergi artırımında bulunulan
yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak;
1)
Verilmesi gereken
muhtasar beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin
beyanname verilmiş olması halinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin
gayrisafi tutar ortalaması alınmak suretiyle
bir yıla iblağ edilerek, artırıma
esas olmak üzere yıllık ücretler
üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı
bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
2)
Hiç beyanname
verilmemiş olması halinde,
her ay için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
i.
Bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
ii.
İlgili yılda aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması halinde, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar verilmiş olmak şartıyla
izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,
iii.
Bu Kanunun
yayımlandığı
tarihe
kadar
aylık
prim
ve
hizmet
belgesinin hiç
verilmemiş olması halinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme döneminde geçerli olan asgari ücretin
brüt tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi
matrahı üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu fıkradan
yararlanılır.
c)
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2), (3), (5), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 13/6/2006 tarihli
ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı yapmaya
mecbur olanların, ilgili yıl içinde
verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dahil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili
yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar
bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;
1)
193 sayılı Kanunun
94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2) ve (5) numaralı
bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2011 yılı için %6, 2012 yılı için %5, 2013 yılı için %4,
2014 yılı için %3 ve 2015 yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi,
2)
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler
için ayrı ayrı olmak üzere 2011 ila 2015 yılları
için her bir yıl itibarıyla %1, 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (11) ve (13) numaralı
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere ilgili yıllarda
geçerli olan tevkifat
oranının %25'i oranında hesaplanan vergiyi
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar
artırırlar.
ç) Bu fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya vergi artırımında
bulunulan
yıl içinde hiç muhtasar
beyanname verilmemiş olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen
ödeme türünün beyannamede bulunmaması halinde;
1)
193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ödemeler
nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi
matrah tutarının %50'si
esas alınarak belirlenen
gelir (stopaj) vergisi
matram üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
2)
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle
ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi
mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi
matrah tutarı esas alınarak belirlenen
gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan
vergiyi,
3)
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile
5520 sayılı
Kanunun 15 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler
nedeniyle ilgili yıllar için bilanço
esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari
gelir vergisi matrah
tutarı esas alınarak
belirlenen gelir (stopaj)
veya kurumlar (stopaj)
vergisi matrahı üzerinden
%3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde
yer alan ödemeler
için
%2, (13)
numaralı bendinde yer alan ödemeler
için de %5 oranında hesaplanan vergiyi
ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
a)
Bu fıkra uyarınca artırımda
bulunulması durumunda ayrıca
gelir veya kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulmuş olması
şartı aranmaz.
b)
Gelir (stopaj)
veya kurumlar (stopaj)
vergisi artırımında bulunmak
isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde
faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak
dikkate alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
t) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisi artırımında bulunulan
yıl içinde yer
alan
vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate
alınır.
g) Bu fıkra hükmüne
göre artırıma esas ücret tutarı
ile matrahlar, gelir veya kurumlar
vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet
unsuru olarak dikkate
alınmaz.
ğ) Bu fıkra kapsamında artırımdan yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi
bir istisna ve indirim uygulanmaz .
(2)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dfilıilinde katma değer vergisini
artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi
kabul ettikleri yıllara
ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a)
Katma değer vergisi
mükellefleri,
her
bir
vergilendirme
dönemine
ilişkin
olarak
verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dfilıil) hesaplanan katma değer vergisinin
yıllık toplamı üzerinden
2011 yılı için %3,5, 2012 yılı için %3, 2013 yılı için %2,5, 2014 yılı için %2 ve 2015 yılı için
%1,5 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini,
vergi artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17
nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler
hesaplanan vergiden düşülür.
b)
Bir aylık vergilendirme dönemine
tabi olan katma değer vergisi
mükelleflerince,
artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili
olarak;
1)
Verilmesi gereken
katma değer vergisi
beyannamelerinden, en az üç döneme
ait beyannamenin verilmiş
olması halinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş
olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi
tutarlarımn ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma
esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi
tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen
oranlara göre artırım
tutarı hesaplanır.
1)
Hiç beyanname
verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname
verilmiş olması halinde, ilgili yıl için
gelir veya kurumlar
vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartıyla
artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi
artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanılır. Bu durumda
olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi
yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.
2)
İlgili takvim
yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi
bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde, ilgili
yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunulmuş
olması
şartıyla
artırılan
matrah
üzerinden
%18 oranında
katma değer vergisi
artırımında bulunmak suretiyle
bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle
hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri
gereken katına değer vergisi tutan, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak
%18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama
giren mükellefler, gelir veya kurumlar
vergisi için matrah
artırımında bulunmamaları halinde
bu fıkra hükmünden
yararlanamaz.
b)
Vergilendirme dönemi
üç aylık olan katına değer vergisi mükelleflerinin, yıllık
asgari artırım
tutan, hiç beyanname vermemiş olmaları halinde
bu fıkranın (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları halinde
ise aynı bendin (1) numaralı
alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma değer vergisi
mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme
dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya
da işi bırakmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu fıkrada belirtilen
esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
c)
Mükelleflerin artırımda
bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate
alınır.
d)
Artırım talebinde bulunulan yıllan izleyen dönemlerde yapılacak vergi
incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde
bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde
bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade
işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı
saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.
e)
Bu fıkra hükmüne göre ödenen katma değer vergisi,
gelir veya kurumlar
vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi
gereken katma değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
(2) Bu maddenin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkralarına göre;
a)
Hesaplanan veya artırılan gelir,
kurumlar ve katma
değer vergilerinin bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi şarttır.
Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde,
6183 sayılı Kanunun
51 inci maddesine
göre
belirlenen oranın bir kat fazlası oranında
uygulanacak gecikme z.ammıyla
birlikte takip ve tahsiline devam olunur.
b)
Hesaplanarak veya artırılarak ödenen
vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde
gider veya maliyet unsuru olarak
kabul edilmez; indirim,
mahsup ve iade konusu
yapılmaz.
c)
Artırılan matrahlar
nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah
veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı
Kanunun defter ve belgelerin muhafaza
ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(2) Daha
önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi
yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
(3)
İdarenin, artınmda
bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
(4)
Bu maddeye
göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan
mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci
fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri
saklı kalmak kaydıyla,
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde,
bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde
sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat
öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme
veya takdir sonucu
tarhiyata konu matrah
veya vergi farkı tespit edilmesi
halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi
kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme
ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra
hükümleri ile birlikte
değerlendirilir . İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme
raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
(5)
Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce
verilen
yıllık,
muhtasar
ve
katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
(6)
213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki "defter, kayıt ve belgeleri
yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar
koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte
olarak düzenleyenler", bu maddenin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar.
(1O) Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya vergi artırımı
yaptıkları dönemlere
ilişkin olarak .kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler
nedeniyle
213
sayılı Kanunun usulsüzlük: ve özel usulsüzlük: cezalarına ilişkin hükümleri
uygulanmaz.
(11)
Bu madde
hükümlerine göre matrah
veya vergi artırımı
ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler,
ilk taksit ödeme süresinin sonunda
tahakkuk etmiş sayılır
ve bu Kanunda açıklandığı şekilde
tahsil edilir.
(12)
Birinci fıkranın
(ç) bendi kapsamında yapılacak: değerlendirmede, her bir dönem için ayrı ayrı 5 liraya (bu tutar dahil) kadar yapılan eksik ödemeler dikkate alınmaz.
İşletme kayıtlannın düzeltilmesi
MADDE 6- (1) İşletmede mevcut
olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia,
makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında
aşağıdaki hükümler uygulanır:
a)
Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri {adi,
kollektif ve adi komandit
şirketler dahil), işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia,
makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları
meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel
ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen
üçüncü
ayın
sonuna kadar bir envanter
listesi
ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime
dahil edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.
b)
Bilanço esasına
göre defter tutan mükellefler, bu fıkranın (a) bendi hükümleri
uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar
için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı
açarlar. Emtia için ayrılan karşılık,
ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde 'sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine,
teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan
karşılık birikmiş amortisman
addolunur. İşletme
hesabı esasına göre defter tutan
mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider
kısmına satın alınan
mal olarak kaydederler.
a)
Bu fıkranın
(a) bendi uyarınca beyan edilen;
genel orana tabi makine, teçhizat,
demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden %1O oranı, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat,
demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların
yarısı esas alınarak
katma değer vergisi
hesaplanır ve ayrı bir
beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname
verme süresi içinde ödenir. Makine,
teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez.
Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre indirilir. Bu emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
ç) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen kıymetlerin satılması
halinde satış bedeli, bunların deftere
kaydedilen değerinden düşük olamaz.
b)
Özel tüketim
vergisi konusuna giren malları bu fıkranın (a) bendi
kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin bu malların beyan
tarihindeki miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli
olan özel tüketim
vergisini bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen beyanname
verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek
aynı süre içinde ödemeleri halinde
bu mallar bakımından 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı
Özel Tüketim Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası
hükmü uygulanmaz. Bu şekilde beyan edilerek ödenen özel tüketim vergisi için vergi cezası kesilmez.
c)
Bu fıkra hükmünün
uygulanmasına
ilişkin
olarak
geçmişe
yönelik
vergi
cezası
uygulanmaz.
(2)
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a)
Gelir ve kurumlar vergisi
m ellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler
dfilıil), kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut
olmayan emtialarım, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna
kadar, aynı nev'iden
emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi
kar oranım dikkate alarak
fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle
kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi kar oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde, mükellefın bağlı olduğu meslek
odalarının belirleyeceği oranlar esas alınır.
b)
Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi
uygulanmaz.
(3)
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan
kasa mevcudu ve ortaklardan
alacaklar hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a)
Bilanço esasına
göre defter tutan kurumlar vergisi
mükellefleri, 31112/2015 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte
işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu
dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar
ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar
arasındaki net alacak
tutarlarını bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler .
b)
Bu fıkranın
(a) bendi kapsamında
beyan edilen tutarlar
üzerinden %3 oranında
hesaplanan vergi, beyanname
verme süresi içinde ödenir.
c)
Bu fıkra
kapsamında
ödenen
vergiler,
gelir
veya
kurumlar
vergisinden
mahsup
edilmez; beyan edilen tutarlar
ve ödenen vergiler,
kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz.
Bu fıkra kapsamında beyanda bulunan kurumlar
vergisi
mükelleflerinin
bu beyanları
nedeniyle 2016 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme
gerektiği takdirde, düzeltme
işlemleri bu fıkrada
öngörülen beyanname verme
süresi içinde yapılır ve düzeltme işlemleri nedeniyle
herhangi bir ceza veya faiz aranmaz.
(2) Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içerisinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine
göre bildirimde bulunma
zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin
diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Bazı varlıklann milli ekonomiye
kazandırılması
MADDE 7- (1) Yurt dışında
bulunan para, altın, döviz, menkul
kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçları ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarını, bu maddedeki hükümler çerçevesinde 31112/2016 tarihine kadar Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
(2)
213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler, birinci fıkra kapsamında Türkiye'ye
getirilen varlıklarını, dönem
kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye
tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın
tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
(3)
Yurt dışında
bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları,
yurt dışında bulunan
banka veya finansal
kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı
olan kredilerin en geç 31/12/2016 tarihine
kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi
kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye'ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde
hükümlerinden yararlanılır.
(4)
Gelir veya kurumlar vergisi
mükellefleri sahip oldukları, Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet
ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31/12/2016 tarihine kadar,
dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın, kanuni defterlere kaydedebilirler. Bu takdirde, söz konusu varlıklar
vergiye tabi kazancın
ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın
tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir.
(5)
Birinci fıkra
kapsamında Türkiye'ye getirilen
veya dördüncü fıkra kapsamında kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim
olarak kabul edilmez.
(6) Gerçek ve tüzel kişiler, birinci
fıkrada sayılan varlıkları, diğer kişilerin nam veya hesabına getirebilirler. Nam veya
hesabına
Türkiye'ye
varlık
getirilenlere
bu
madde
kapsamında yapılan intikaller (yabancı
gerçek veya tüzel kişilerden yapılan intikaller dahil), ivazsız intikal
olarak değerlendirilmez ve veraset ve intikal vergisine
konu edilmez. Bu madde kapsamında
Türkiye'ye getirilerek ilgili sicile veya kütüğe kaydedilen
her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının Türkiye'ye getirilme ve kayıt işlemleri
nedeniyle, ithalde alman vergiler dahil herhangi bir vergi, resim,
harç veya diğer mali yükümlülükler ile bunlara ilişkin cezalar alınmaz.
(7)
Birinci fıkra kapsamında Türkiye'ye getirilen veya dördüncü
fıkra kapsamında kanuni defterlere kaydedilen varlıklar
nedeniyle, madde hükmünden yararlananlar ve birinci fıkrada sayılan
varlıkların nam veya hesabına getirildiği diğer gerçek ve tüzel kişiler ile bunların kanuni
temsilcileri hakkında, sırf bu işlemin
yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket
edilerek, hiçbir şekilde
vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı
ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamaz, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemez.
(8) Bakanlar Kurulu, bu maddede yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren
altı aya kadar uzatmaya; Maliye
Bakanlığı, madde kapsamına
giren varlıkların Türkiye
getirilmesi,
bildirim ve beyanı ile işletmeye dahil
edilmelerine ilişkin hususları, bildirim ve beyanların şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik
Kurumu alacakları
MADDE
8- (1) 2016 yılı Haziran
ayı ve önceki aylara ilişkin
olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk
ettiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;
a)
5510 sayılı Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri
kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası
primi, sosyal güvenlik destek primi,
b)
Bu Kanuna göre yapılan
başvuru tarihi itibarıyla
ilgili mevzuatına göre ödenmesi iınkfun
ortadan
kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi
ve topluluk sigortası
primi,
c)
Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi
ve eğitime katkı payı,
ç) 5510 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlardan
kaynaklanan genel sağlık sigortası primi,
asılları ile bu alacaklara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası
ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2)
Yaşlılık aylığı,
emekli aylığı veya malullük aylığı
bağlandıktan sonra 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında
sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle
ilgili mevzuatına göre sosyal güvenlik
destek primi ödemesi gerekenlerden, 2016 yılı Şubat
ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
olan sosyal güvenlik destek
primi asılları ile bu alacaklara
ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları
esas
alınarak
hesaplanacak
tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan
gecikme cezası
ve
gecikme zammı gibi fer'i alacaklanrun tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 30/6/2016 tarihine
kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar
ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ
edildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan
ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda
bulunan eksik işçilik
tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi halinde bu alacaklara uygulanan
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4)
30/6/2016
tarihine
kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere
ilişkin
olup bu Kanunun
yayımlandığı tarihten
önce kesinleştiği halde bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası
asıllarının
%50'si
ile bu
tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yaynnlandığı tarihe kadar geçen süre için
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi halinde idari para cezası asıllarının kalan %50'si ile idari para cezasına uygulanan
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5)
Bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce
ödenmiş olmasına rağmen,
fer'ilerinin bu Kanunun
yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer'i alacağın o/o40'ının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde kalan %60'ının
tahsilinden vazgeçilir.
(6) 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların, 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı
olanların, ek 5 ve ek 6 ncı maddeleri
kapsamında
sigortalı olanların, bu madde
kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borç haricinde altmış
günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış
günden fazla prim ve prime ilişkin borçları
bulunmakla birlikte bu borçlarım ilgili
kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri
kaydıyla genel sağlık
sigortasından yararlanmaya başlatılır.
Ön
değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim tutarlan MADDE 9- (1) 30/6/2016 tarihine
kadar (bu tarih dfilıil) bitirilmiş öz.el
nitelikteki inşaatlar
ile ihale
konusu işlere ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için bu Kanunun
yayım
tarihini izleyen
ikinci ayın sonuna kadar başvurulduğu halde bu sürenin sonuna kadar Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ
edilememiş olan ön değerlendirme,araştınna veya tespit
sonucunda bulwıan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta
primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim
oranları
esas
alınarak
hesaplanacak tutarın,
ilk taksit bu Kanuna göre hesaplanan
tutarın
işverene tebliğ edildiği tarihi izleyen ikinci aydan başlamak
üzere, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
halinde, bu alacaklara
uygulanan gecikme cezası ve gecikme
zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar re'sen
tahakkuk ettirilerek işverene
tebliğ edilen eksik işçilik tutarları
üzerinden hesaplanan sigorta
prim tutarları, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen
alacaklar için öngörülen
süre ve şekilde ödenir.
(2)
Bu madde ile 8 inci madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır.
(3)
Bu madde ile 8 inci madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçluların taksit ödeme süresince tahakkuk
eden sigorta primlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında
ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde, belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.
Ortak hükümler
MADDE 10- (1) Bu Kanunun ilgili
maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla
bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a)
Bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b)
Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan, Sosyal Güvenlik Kurumuna
bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksiti bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen
dördüncü aydan başlamak
üzere ikişer aylık dôneınler halinde
azami onsekiz eşit taksitte ödemeleri
şarttır.
(2)
Bu Kanuna göre ödenecek
taksitlerin ödeme süresinin
son gününün resmi
tatile rastlaması halinde süre tatili
izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda
biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;
a)
İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen
ödenmesi halinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme
tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.
b)
İlk taksit
ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde,
fer'i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı (Bu Kanunun
4 üncü maddesine göre fer'i alacaklar yerine
Yİ-ÜFE
aylık
değişim
oranları esas
alınarak
hesaplanacak tutar
ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dahil) üzerinden aynca % 50
indirim yapılır.
a)
Taksitle ödenmek
istenmesi halinde, ilgili
maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla
borçluların başvuru sırasında
altı, dokuz, oniki veya onsekiz
eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini
tercih etmeleri şarttır.
Tercih edilen taksit
süresinden daha uzun bir sürede
ödeme yapılamaz.
ç) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı
eşit taksit için (1,08),
2) Dokuz eşit taksit için (1,12),
3) Oniki eşit taksit için (1,16),
4) Onsekiz eşit taksit için (1,24),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına
bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler
halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen
süreden daha kısa sürede ödeme
yapılması halinde ödenecek
tutar ilgili katsayıya
göre düzeltilir.
b)
Bu Kanun kapsamında ödenmesi
gereken tutarlar; il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil
bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye
Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil
edilmiş olan ve Türkiye'de sportif alanda
faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer
aylık dönemler halinde azami otuzaltı
eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra hükmüne göre hesaplanacak katsayı yinnidört eşit taksit için (1,32), otuz eşit taksit için (1,40), otuzaltı
eşit taksit için (1,48) olarak uygulanır.
(2)
Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna
bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle
ödenmesi uygun görüldüğü
takdirde, ödemeye aracılık
yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine
konu borç tutarının, taksitler halinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilm
si koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi
olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alımr ve borçluya
tahsilatın yapıldığım gösterir makbuz verilir.
Bu şekilde tahsil edilen tutarların
bankalarca Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun
41 inci
maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının
son gününü izleyen
günden itibaren hesaplamr. Taksitlerin kredi kartı kullamlmak
suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne
göre katsayı uygulanmasına engel teşkil
etmez.
(3)
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına
uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek
tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben
ödemek isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine
getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri
tam ve eksiksiz olarak
ibraz etmeleri şarttır.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın mükellefin mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara
mahsup işlemleri yapılır, mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda
mahsubun yapılması halinde,
mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için borçluya
bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde
ödenmesi istenilir. Bu süre içerisinde
eksik ödenen tutarın,
ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen
her ay ve kesri için 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı oramnda hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(4)
Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi
süresinde ödenmek
koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında
iki veya daha az taksitin,
süresinde ödenmemesi veya eksik
ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen
taksit tutarlarının
son taksiti
izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun
51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte
ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde
tam ödenmemesi ya da süresinde
ödenmeyen veya eksile ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin
süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi
halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla
bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde
ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(2)
Bu Kanunun
3 üncü maddesinin sekizinci fıkrası ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, vadesinde ödenmesi öngörülen
alacakların veya taksit
tutarının %10'unu aşmamak şartıyla 5 liraya (bu tutar dahil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu Kanun
hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(3)
Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı
fıkrada belirtilen şekilde
tamamen ödenmemiş olması
halinde, bu Kanunun
3 üncü maddesinin sekizinci fıkrası
ve 9 uncu maddesinin üçüncü
fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla
borçlular, ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
(4)
13/2/2011 tarihli ve 6111
sayılı Bazı Alacakların
Yeniden
Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun hükümlerine göre bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar hariç olmak üzere, bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca
tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte
olanlarından, kalan taksit
tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler . Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen
taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır.
Bu şekilde ödenmiş
taksit tutarlarına tecil
tarihi ile ödeme tarihi arasında
geçen süre için sadece ilgili
kanunun öngördüğü faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları
vadesinde ödenmemiş alacak
kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
(1O) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler
saklı kalmak kaydıyla
Kanunun yayımlandığı tarihten
sonraki süreler için faiz, gecilcme
zammı, gecikme cezası gibi fer'i amme alacağı hesaplanmaz.
(11)
Bu Kanuna
göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik
edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu
Kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle
tatbik edilen hacizlere
konu mallar, borçlunun
talebi halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil
dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi
gereken tutarların Kanun
hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.
(12)
5393 sayılı Kanunun geçici
5 inci maddesi ile 1017/2004
tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanununun geçici
3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan
alacaklar ile 6552 sayılı Kanunun
geçici 2 nci maddesinin birinci
fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri
uygulanmaz.
(13)
a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunan ve ilgili maddeler uyarınca
dava açmamaları veya açılan davalardan
vazgeçmeleri gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi halinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b)
Davadan vazgeçme
dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir
ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili
yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine
gönderilir.
b)
Bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
ve açtıkları davalardan
vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili
olarak karar tarihine
bakılmaksızın bu Kanunun yayımlandığı tarihten
sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca
işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen
davalarda verilen kararlar
ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti
ve fer'ileri talep edilmez
ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri
ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.
(11)
İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara
bağlı
müstakil
bütçeli
ve
kamu
tüzel
kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında
Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrası
ile 9 uncu maddesinin üçüncü
fıkrası hükümleri uygulanmaz.
(12)
Bu Kanunun
4 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı
alt bendi kapsamında beyan edilen
vergilere, ödeme yönünden
şartların ihlali halinde,
kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı
süreleri taksit ödeme süresince işlemez.
(13)
Bu Kanun
kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun
yayımlandığı tarihten
önce tahsil
edilmiş olan tutarlar,
bu Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar
ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası
kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar
uyarınca ödenen faizlerin
bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz
. Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu
edilen tarhiyatlara karşılık
bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması
halinde, ödenen bu tutarlar, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle
yeniden karar verilmek
üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden
yararlanılmak üzere yapılan
başvurular ile vergi mahkemesince verilmiş
terkin kararları üzerine
red ve iade edilebilir.
(14)
Bakanlar Kurulu,
bu Kanunda öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini
bir aya kadar, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan
vergi mükelleflerinden, Ekonomi
Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede
faaliyette bulunan ve bu ülkedeki
faaliyetleri nedeniyle durumları
213 sayılı Kanunun
13 üncü maddesine göre mücbir
sebep hfili kabul edilenlerin, bu Kanun kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep hfillerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri ile 213 sayılı Kanunun
15 inci maddesine göre mücbir sebep hfili ilan edilen yerlerdeki
dairelere (alacaklı idarelere)
mücbir sebep halinin
vukuu tarihinden itibaren
ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri, mücbir
sebep hfilinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir .
(15)
Bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun
15 inci maddesine göre
mücbir sebep hfili ilan edilmiş ve devam eden yerlerdeki vergi dairelerinde mükellefiyet kaydı bulunan mükellefler ile Sosyal Güvenlik
Kurumunca mücbir sebep hali
nedeniyle
belge verme süresi ve prim ödemelerinin ertelendiği yerlerdeki kayıtlı işveren, sigortalı ve diğer prim ödeme yükümlülerinin, bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
beyan ve bildirim
yükümlülüklerini yerine getirmeleri şartıyla Kanun kapsamında
ödenmesi
gereken taksitlerden, mücbir sebep hali süresi içerisinde ödenmesi gereken taksitleri, mücbir sebep hfilinin
bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere 6 ay içinde ödenir.
(16)
Bu maddenin
onyedinci fıkrası hükümlerine göre mücbir sebep nedeniyle
ödeme süresi uzatılan taksitler ile onsekizinci fıkra hükümlerine göre ödeme süresi
uzatılan taksitler için altıncı fıkrada
yer alan taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi şartı aranmaz.
(17)
Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye ilgisine
göre Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı veya Sosyal Güvenlik
Kurumu yetkilidir . Belediyelere ait amme alacaklarına ilişkin hükümlerin uygulamasına dair usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir .
Diğer hükümler
MADDE 11- (1) 6552 sayılı
Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri halinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 6552 sayılı Kanun
kapsamında ödenen taksitler
için yapılandırma hükümleri geçerli
sayılır, bu şekilde ödenmiş taksit
tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için anılan Kanuna göre tercih
edilen taksit süresine uygun katsayı uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar
vadesinde ödenmemiş alacak
kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre
yapılandırılır.
MADDE 12- (1) 6552 sayılı
Kanuna ruıağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4-
(1) Bu Kanunun 73 ve 80 inci maddeleri ile
5510 sayılı Kanunun geçici 60 ıncı maddesine
göre yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, ödenmesi gereken tutarları
süresinde ödemeyerek madde hükümlerini ihlal
edenler, bu tutarları, ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine
göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte
bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden ikinci
ayın sonuna kadar ödemeleri şartıyla
ilgili maddelerin hükümlerinden yararlandırılır.
(2)
Bu Kanunun
73 üncü maddesinin yedinci ve 5510 sayılı Kanunun geçici 60 ıncı
maddesinin ondördüncü fıkralarında vadesinde ödenmesi
öngörülen alacakların bu maddelerin hükümlerine göre ödenmemesi nedeniyle bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla Kanun hükümlerini ihlal etmiş olan borçluların ihlale
neden olan tutarları, birinci fıkrada belirtilen sürede ödemeleri ya da bu süre içerisinde veya bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce yaptıkları başvurulara dayanılarak 6183 sayılı Kanunun
48 inci maddesine göre çok zor durumda olduklarının tespit edilmesi halinde bu borçlular
da ilgili madde hükümlerinden yararlandırılır.
(3)
Bu madde
hükümlerinden yararlanan borçlulardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili maddeler
kapsamında yapılandırılan alacaklara karşılık cebren ya da rızaen tahsil edilen
tutarlar, bu maddeye göre ödenmesi
gereken taksitlerin en eski vadeli olanından başlamak üzere ve tahsil edildikleri tarihler dikkate alınarak
bu madde hükmüne
göre mahsup edilir. Bu şekilde
yapılan mahsup sonrasında ilgili madde hükümlerine göre ödenmesi gereken tutarlardan fazla ödendiği tespit
edilen tutarlar ilgili
mevzuat hükümlerine göre red ve iade edilir.
(4)
Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye ilgili maddelerde
belirtilen kanıu kurum ve kuruluşları yetkilidir."
Yürürlük
MADDE 13- Bu Kanun hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
Yürütme
MADDE 14- Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
GENEL GEREKÇE
Hüküınetlerimiz döneminde
hazırlanan 10. Kalkınma
Planı ve bu Plana bağlı olarak hazırladığımız Öncelikli Dönüşüm Programları kapsamında ülkemizde yatırımların ve istihdamın artırılması, üretimin teşvik edilmesi, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin
desteklenmesi ve ülkemizin cazip bir yatırım
merkezi haline getirilmesi amaçlarına hizmet etmek üzere, belli stratejik hedefler
gözetilerek hazırlanan Yatırım
Ortamının İyileştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir.
Yatırım ortamının iyileştirilmesi suretiyle, ülkemizin uluslararası yatınınlar açısından cazibe merkezi
haline gelmesinin sağlanması yanında, ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamlılığının da sağlanması gerekmektedir.
Bu kapsamda, yatırımların arttırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararlarımızı desteklemek müteşebbislerin iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde
odaklanmalarına imkan sağlamak için;
özel sektörün
kamuya
olan
borç
yükünün
azaltılarak
borçlara
taksitle
ödeme
imkam
getirilmesi,
ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması,
vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin
ortadan kaldırılması,
işletme kayıtlarının fiili durumlarına
uygun
hale
getirilerek
kayıtlı
ekonomiye geçişin teşvik edilmesi
amaçlarıyla bu Teklif hazırlanmıştır. Aynca,
6552
sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılınasına Dair Kanun kapsammda
yapılandırılan alacakları, Kanunun
öngördüğü şartlar dahilinde
ödeyemeyen borçlulara yeniden
bir hak verilerek kamu alacaklarının tasfiyesine,
Bazı varlıkların milli
ekonomiye kazandırılmasına
imkan sağlanması
amaçlarıyla da düzenlemeler yapılmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Maddeyle Kanunun kapsamı
düzenlenmektedir.
Maddede yapılandırmaya konu olacak alacaklar; alacaklı idare, alacak türü ve alacağın dönemi itibarıyla belirlenmiştir.
Yapılandırmaya konu alacakların ait olduğu idareler;
Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, belediyeler, Sosyal
Güvenlik Kurumu şeklinde
düzenlenmiştir.
Yapılandırmaya konu alacaklar; vergiler
ve vergi cez.aları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezalan,
sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği
ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik
destek primi ile bu alacaklara
ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer'i alacaklar şeklinde
düzenlenmiştir.
2016 yılma ilişkin
tahakkuk eden motorlu
taşıtlar vergisinin ikinci
taksiti Kanun kapsamı dışında
tutulmuştur.
Yapılandırmaya konu olacak alacaklar esas itibarıyla 30/6/2016 tarihi dikkate alınarak
belirlenmiştir.
Son olarak Kanun metninde kullanılan bazı terimlerin ifade ettiği anlamlar
tanımlanmış
ve bu suretle madde metinlerinde tekrardan kaçınılmıştır.
Ayrıca, Kanunla,
bazı varlıkların milli ekonomiye
kazandırılmasına ve 6552 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacaklara ilişkin hükümler düzenlenmektedir.
MADDE 2- Maddeyle
Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen kesinleşmiş alacaklara ilişkin düzenleme
yapılmaktadır.
Maddenin birinci
ve ikinci fıkralarında, Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiş bulunan;
vergiler ve vergi cezaları, taşınmaz
kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezalan ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi,
gecikme cezası gibi fer'i alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümler
yer almaktadır.
Vergi veya gümrük vergilerinin asıllarının tamamı ile bu asıllara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer'i alacaktan
ibaret olması halinde
fer'i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla
vergilere/gümrük vergilerine bağlı
faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi
fer'i amme alacakları ve asla bağlı olarak kesilen
vergi cezaları/idari para cez.aları ile bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmiştir.
Kanunda fer'i amme alacakları "yerine" hesaplanması öngörülen Yİ-ÜFE tutarlarının
belirlenmesinde ,
bu alacakların hesaplanmasına ilişkin ilgili
kanunda yer alan esaslar dikkate alınacaktır.
Vadesi geldiği
halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cez.aları ile iştirak nedeniyle
kesilmiş olan vergi cezalarının, 4458 sayılı Kanun ve ilgili
diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş
olan idari para cez.alarının ise% 50'sinin ve bunlara bağlı gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi öngörülmüştür. Kanunda öngörülen
süre ve şekilde yapılacak
ödemeyi müteakip cezaların kalan % 50'si ile bu cezaların
tamamına daha önce uygulanmış olan gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecektir.
Ayrıca, 5607 sayılı Kabahatler Kanununda yer alan kabahat fiilleri
GümrUk Kanununa aktarılmış
ve bu nedenle 5607 sayılı Kanunda yer alan gümrüklenmiş değere ilişkin idari para cezaları da Gümrük Kanununda düzenlemiştir . Bu düzenlemeler dikkate alınarak, eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş
idari para cezalarının da %30'u ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara
bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer'i
amme alacakları yerine
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranlan
esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi koşuluyla cezaların kalan %70'i ile alacak
asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacaklarının tahsilinden vazgeçileceği hükme bağlanmaktadır.
Maddenin üçüncü
fıkrasında ihtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine
tahakkuk
eden ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan vergiler/gümrük vergileri
için kesinleşmiş alacaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu alacaklar
için Kanundan yararlanmak istenmesi durumunda ihtirazi
kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere/gümrük vergilerine ilişkin açılmış davaların yargıdaki
aşamaları ödenecek tutan etkilemeyecek ve beyan üzerine
tahakkuk eden verginin/gümrük vergisinin tam olarak ödenmesi
istenecektir.
Maddede ayrıca,
2016
yılında
tahakkuk eden geçici vergilerle ilgili
düzenleme
yapılmakta ve Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu
taşıtlar vergisi için taksit ödeme süresince fenni muayene izni verileceği belirtilmektedir .
Kanunun kapsadığı
d<Snemlere ilişkin olup, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye
yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen
süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacakların da madde hükümlerinden yararlandırılacağı ve bu alacaklar için ayrıca tebligat
yapılmayacağı, alacakların vade tarihi olarak
Kanunun yayımlandığı tarihin
kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.
Madde hükmünden
yararlanmak. isteyen borçluların maddede belirtilen diğer şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun
yollarına başvurmamaları gerektiği hüküm altına
alınmıştır.
MADDE 3- Maddeyle kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacaklarının ne şekilde yapılandırılacağına ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
Maddenin birinci
fıkrasıyla Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re' sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlan ile gümrük vergilerine ilişkin
tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bunlara
bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu ·Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın ödenmesi
halinde vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bunlara
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları
ile bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği hüküm
altına alınmaktadır.
Maddenin ikinci
fıkrasıyla Kanunun
yayımlandığı tarih
itibarıyla ilgisine göre itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar
düzeltme
talep
süresi
geçmemiş
veya
karar
düzeltme
yoluna
başvurulmuş
olan ikmalen, re'sen veya idarece
yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük
vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye
göre
ödenecek alacak
asıllarının tespitinde, bu
Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu
en son safhadaki tutarın
esas alınacağı düzenlenmekte
ve Kanunun
yayımlandığı
tarihten
önce
verilmiş
en son kararın
terkin, tasdik veya tadilen
tasdik ya da bozma kararı
olması hallerinde borçluların Kanundan hangi şekilde
yararlanacağına ilişkin düzenleme
yapılmaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında sadece vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle
ilgili
idari para cezalarına ilişkin
olarak dava açılmış
olması halinde ödenecek
tutarla ilgili düzenleme
yapılmaktadır.
Maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak
olan en son kararın, tarhiyata/tahakk:uka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce taraflardan birine tebliğ edilmiş
olan karar olduğu belirtilmek suretiyle Kanun uygulamasında hangi kararın esas alınacağına dönük temel ilice belirlenmektedir.
Kanun çerçevesinde borçları
yapılandırılan borçluların maddelerde öngörülen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık
gelir veya kurumlar
vergilerini, gelir (stopaj)
vergisini, kurwn (stopaj)
vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim
vergisini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir. Maddenin
sekizinci fıkrasında bu husus düzenlenmekte ve madde hükümlerinden yararlanan borçluların belirtilen bu vergi türlerini
çok zor durum
olmaksızın bir takvim
yılında ikiden fazla
vadesinde ödememeleri halinde belirtilen
madde hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmektedir.
Maddenin onuncu
fıkrasında
bu
madde
hükmünden yararlanmak için başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda
belirtilen ödeme şartını
yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği belirtilerek, Kanundan yararlanma hakkının
kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 4- Maddeyle, Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yayımlandığı tarihten
önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edileceği belirtilerek bu safhada bulunan
alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Düzenleme, bu Kanunun
matrah artırımına ilişkin
hükümlerini saklı
tutmak suretiyle
başlanılmış işlemlere devam edileceği yönündedir.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin
%50'si ile bunlara
bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği
üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren
otuz gün içerisinde yazılı başvuruda
bulunularak, ilk taksit
ihbarnamenin tebliğini izleyen
aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde
altı eşit taksitte
ödenmesi şartıyla vergi aslının
%50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda
cezanın %75'inin, vergilere
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların
tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmektedir.
İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları vergi aslına bağlı olarak hesaplanmakta ise de verginin
mükellefi ile cezaya
muhatap olan kişiler
farklıdır. Bu nedenle
bu fiiller için cezaya muhatap
olanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde belirlenmiştir.
Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak,
Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların
ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen
ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları
hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, asla bağlı olan vergi
cezalarının
tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş
olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine
göre ödenmesi şartı getirilmiştir.terkin, tasdik veya tadilen
tasdik ya da bozma kararı
olması hallerinde borçluların Kanundan hangi şekilde
yararlanacağına ilişkin düzenleme
yapılmaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında sadece vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle
ilgili
idari para cezalarına ilişkin
olarak dava açılmış
olması halinde ödenecek
tutarla ilgili düzenleme
yapılmaktadır.
Maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak
olan en son kararın, tarhiyata/tahakk:uka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce taraflardan birine tebliğ edilmiş
olan karar olduğu belirtilmek suretiyle Kanun uygulamasında hangi kararın esas alınacağına dönük temel ilice belirlenmektedir.
Kanun çerçevesinde borçları
yapılandırılan borçluların maddelerde öngörülen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık
gelir veya kurumlar
vergilerini, gelir (stopaj)
vergisini, kurwn (stopaj)
vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim
vergisini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir. Maddenin
sekizinci fıkrasında bu husus düzenlenmekte ve madde hükümlerinden yararlanan borçluların belirtilen bu vergi türlerini
çok zor durum
olmaksızın bir takvim
yılında ikiden fazla
vadesinde ödememeleri halinde belirtilen
madde hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmektedir.
Maddenin onuncu
fıkrasında
bu
madde
hükmünden yararlanmak için başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda
belirtilen ödeme şartını
yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği belirtilerek, Kanundan yararlanma hakkının
kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 4- Maddeyle, Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yayımlandığı tarihten
önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edileceği belirtilerek bu safhada bulunan
alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Düzenleme, bu Kanunun
matrah artırımına ilişkin
hükümlerini saklı
tutmak suretiyle
başlanılmış işlemlere devam edileceği yönündedir.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin
%50'si ile bunlara
bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği
üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren
otuz gün içerisinde yazılı başvuruda
bulunularak, ilk taksit
ihbarnamenin tebliğini izleyen
aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde
altı eşit taksitte
ödenmesi şartıyla vergi aslının
%50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda
cezanın %75'inin, vergilere
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların
tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmektedir.
İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları vergi aslına bağlı olarak hesaplanmakta ise de verginin
mükellefi ile cezaya
muhatap olan kişiler
farklıdır. Bu nedenle
bu fiiller için cezaya muhatap
olanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde belirlenmiştir.
Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak,
Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların
ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen
ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları
hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, asla bağlı olan vergi
cezalarının
tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş
olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine
göre ödenmesi şartı getirilmiştir.Diğer taraftan,
bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce tamamlandığı halde bu tarihte
ya da bu tarihten sonra
vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir
komisyonu kararları ve vergi inceleme
raporları üzerine gerekli
tarh ve tebliğ işlemlerinin yapılması ve maddede belirlenen tutarın, belirtilen süre içerisinde
ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılması
sağlanmıştır.
Ayrıca, mükelleflerin bu madde hükümlerinden yararlanabilmeleri için maddede belirtilen süre ve şekilde
ödeme yapmaları ve dava açmamaları şartı getirilmiştir.
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla 213 sayılı Kanunun
tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma
günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla
birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da bu
madde hükmünden faydalandınlmıştır.
Diğer taraftan madde hükmünden yararlanan mükelleflerin, 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi
uzlaşma ve
vergi
cezalarında indirim hükümlerinden
yararlanamayacağı açıklanmıştır.
Aynca, incelemeye
başlama tarihinin, 213 sayılı Kanunun
140 ıncı maddesine göre t.ayin olunacağı düzenlenmiştir.
Maddenin dokuzuncu
fıkrası ile Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak; bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar pişmanlıkla veya kendiliğinden yapılacak
beyanlara ilişkin düzenlenme yapılmaktadır.
Dokuzuncu
fıkranın (a) bendinin (1) numaralı
alt bendinde, 213 sayılı Kanunun
371 inci maddesine göre Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar pişmanlıkla beyan edilen matrahlar
üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin
tamamı ile pişmanlık
zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının belli bir ödeme planı kapsamında ödenmesi şartıyla pişmanlık
zammı ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilmesi suretiyle bu müesseseden faydalanılması teşvik edilmektedir.
Aynı fıkranın
(a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile de 213 sayılı Kanunun
3O uncu maddesinin dördüncü
fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk
ettirilen vergilerin tamamı
ile gecikme faizi yerine hesaplanan
Yİ-ÜFE tutarının, belli
bir ödeme planı kapsamında ödenmesi
şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının
tahsilinden vazgeçileceği öngörülmüştür.
Dokuzuncu fıkranın (b)
bendi ile de 2016 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine
ilişkin olarak emlak vergisi
bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk
eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile
bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine hesaplanan
Yİ-ÜFE tutarının, belli bir
ödeme
planı kapsamında
ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi,
gecikme zammı ve
vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilerek emlak vergisi yükümlülüklerinin yerine getirilmesi özendirilmiştir.
Maddenin onuncu fıkrasında
da
193
sayılı
Kanunun
64
üncü
maddesine
göre
vergilendirilen diğer ücret mükelleflerinin; bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2016 takvim yılına ilişkin
gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla, önceki dönemlere
ilişkin olarak herhangi
bir vergi ve ceza aranmaması suretiyle bu mükelleflerin kayıt altına alınması
hedeflenmiştir.
MADDE 5- Maddenin birinci fıkrasıyla mükelleflerce çeşitli sebeplerle noksan beyan edilmiş
ya da beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar dfilrilinde beyan edilmesi sağlanmaktadır. Bu şekilde beyan edilecek gelirlere
uygulanacak oran ve tutarların tespitinde
ekonomik gelişmelere paralel olarak tespit edilen
matrahlar
esas alınmıştır. Böylece mükelleflere, 213 sayılı Kanunda yer alan vergi cezaları
ve gecikme faizlerine
muhatap olmadan vergilerini ödeme
imk8nı sağlanmakta
ve artırımda bulunulan
vergiler ve dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmamak suretiyle gelirlerin doğru beyan edilmesi
teşvik edilmektedir.
Ayrıca, matrah
artırımında bulunan mükelleflerin beyan edecekleri ve üzerinden vergi hesaplanacak matrahlar için asgari tutarlar
belirlenmekte, daha önce zarar beyan edilmiş olması veya indirim
ve istisnalar nedeniyle
matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
yahut ilgili yıllarda
faaliyette bulunulmuş veya gelir elde edilmiş olsa da bu faaliyetlerin ve gelirlerin vergi
dairesinin bilgisi dışında
bırakılmış olması nedeniyle matrah bulunmaması halleri ile mükellefler tarafından beyan edilen matrahlara uygulanan
oranlar sonucu bulunan matrahlara alt sınır getirilmektedir.
Ayrıca, kurumlar
vergisi mükelleflerinin artırımda
bulundukları kurumlar vergisi matrahlarının yanı sıra 193 sayılı Kanunun
geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi olan kazanç ve iratları
üzerinden tevkif edilen vergileri de artırmaları şartı getirilmektedir .
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir (stopaj) vergisi
ve kurumlar (stopaj)
vergisine ilişkin
vergi ve matrah artırımı
hükümleri düzenlenmekte olup bu
fıkra hükmünden faydalanan mükellefler nezdinde, artırımda bulunulan vergiyi ödemeyi
kabul ettikleri vergilendirme dönemleri ile ilgili
olarak artırıma konu ödemeler dolayısıyla gelir (stopaj) vergisi
incelemesi ve tarhiyat
yapılmayacağı öngörülmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla katma
değer vergisi mükelleflerinin vergi artırımında
bulunmaları halinde,
artırımda bulundukları dönemler
için haklarında KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatına muhatap
tutulmamaları imkanı sağlanmaktadır.
Artmma esas alman tutar, yıl içinde verilen
katma değer vergisi beyannamelerinde gösterilen
"hesaplanan katma değer vergisi"nin yıllık
toplamıdır. Hesaplanan KDV, indirimlerden önceki
vergi tutarıdır. Artırıma
esas tutar olarak, "ödenmesi gereken
KDV" yerine, "Hesaplanan KDV"nin esas alınmasının nedeni, indirimler yüzünden
bazı dönemlerde beyannamede ödenecek KDV çıkmamasıdır. Artmma
esas tutarın daha genel ve objektif bir tabana dayandırılması ve uygulanabilirliğin sağlanması amacıyla "Hesaplanan KDV" tercih edilmiştir.
Mükelleflerin sorumlu sıfatıyla
verdikleri
KDV
beyannameleri
için
bu
madde
hükmünden yararlanmaları söz konusu
değildir. Ayrıca, sorumlu
sıfatıyla beyan edilen vergiler, vergi artırımına ilişkin
yıllık toplam tutarın hesabında dikkate
alınmayacaktır.
Maddede ayrıca mükelleflerin matrah ve vergi artırımına ilişkin olarak
dikkate
alacakları diğer hususlar
düzenlenmektedir.
Diğer taraftan,
matrah veya vergi
artırımında bulunan ve bu konudaki
şartları yerine getiren mükelleflerin, defter
ve belgeleri incelenmeyecek ve artırıma konu olan vergilerle ilgili olarak tarhiyat
yapılmayacaktır. Mükelleflerin, defter ve belgeleri
üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olması ilgili yıllar için mükellefler tarafından
matrah veya vergi artırımında bulunulmasına engel olmadığı gibi idarenin, artırımda
bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
Maddede öngörülen
bir diğer düzenleme
ise
bu
Kanuna göre matrah veya vergi artırımında bulunulmasının Kanunun yayımlandığı tarihten
önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine engel teşkil etmeyeceği
hususudur. Ancak, maddede
yer alan inceleme yapma hakkına yönelik
hükümler saklı kalmak
kaydıyla vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren
bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde
bu işlemlere devam edilmeyecektir.
Bu
süre içerisinde
sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi
uzlaşma talepleri dikkate alınmayacaktır. İnceleme
ve takdir sonucu
tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları
ile takdir komisyonu
kararlarının vergi dairesi
kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla
inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı, bu madde hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir.
213
sayılı .Kanunun 359 wıcu maddesinin (b) fikrasında belirtilen defter, kayıt ve belgelerin yok edilmesi veya defter sahifelerinin yok edilerek yerine başka yapraklar koyulması veya hiç yaprak koyulmaması veya belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen veya kısmen sahte olarak
düzenlenmesi fiillerini işleyenlerin, bu Kanunun matrah veya vergi artırımına ilişkin
hükümlerinden yararlanamayacakları öngörülmektedir. Öte yandan, asıl veya suretleri tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenen belgeleri
kullananların, bu Kanwıwı matrah
veya vergi artırımı
hükümlerinden yararlanmasına engel bir husus bulunmamaktadır.
MADDE 6- Maddenin birinci
fıkrasıyla, kayıt dışı
faaliyetlerin kayıt altına
alınabilmesi için, işletmelerde mevcut olmasına rağmen
kayıtlara yansıtılmamış emtia,
makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilebilmesini sağlayacak: düzenleme yapılmaktadır. Bwıa göre, gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dfilıil) işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat
ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları
meslek kuruluşlarınca tespit
edilecek rayiç bedeliyle, Kanunda
öngörülen süre içinde
vergi dairelerine bir envanter listesi
ile bildirmek: suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir. Bu suretle
gelir veya kurumlar
vergisi mükelleflerinin yasal kayıtlarının gerçek
durumu yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenmektedir. Bilanço esasına
göre defter tutan mükellefler aktiflerine kaydettikleri emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için iki ayn karşılık hesabı
açacaklardır. Emtia için ayrılan karşılık,
ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi halinde sermayenin
bir unsuru olarak sayılmakta ve dolayısıyla vergilendirilmemektedir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrılan karşılıklar ise birikmiş amortisman
olarak kabul edilmektedir . Envantere dahil edilen bu kıymetler üzerinden
aynca amortisman ayrılmayacaktır. İşletme hesabı
esasına göre defter
tutan mükellefler ise
emtianın rayiç bedelini
defterlerinin gider kısmına satın alınan
mal olarak, makine,
teçhizat ve demirbaşların rayiç bedelini ise envantere kaydedeceklerdir.
Mükelleflerin ellerinde bulwıaıı
belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin
daraltılması ve bınıdaıı
böyle yaratılacak: katma değer vergisinin ka 'l amacıyla, bildirim konusu mallar için
katma değer
vergisi hesaplatılmak:ta ve bu verginin,
sorumlu sıfatıyla
beyanı sağlanmaktadır. Bu madde çerçevesinde beyan edilerek makine, teçhiz.at
ve demirbaşlar üzerinden ödenen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi mümkün değildir. Ancak emtia üz.erinden ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer vergisinden
indirilebilecektir.
Aynca
özel tüketim vergisine tabi malları öngörülen
düzenleme kapsamında beyan eden ve bu mallara
ilişkin alış belgelerini ibraz edemeyen
mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal bedel üzerinden
hesaplanan özel tüketim vergilerini de katma değer vergisine ilişkin beyanname verme süresi içinde ayn bir beyanname
ile beyan ederek ödemesi amaçlanmaktadır .
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin kayıtlarının daha sağlıklı hale getirilebilmesi için kayıtlarında yer aldığı halde gerçekte mevcut olmayan mallarını fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle
kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilmelerine imkfuı sağlanmaktadır. Diğer bir anlatımla, faturalı olarak alınıp kayıtlara geçen ancak belge düzenlenmeksizin satılan malların halen stokta gözükmesi nedeniyle oluşan gerçek dışılık,
fatura düzenlenerek kayıt ve beyanlara
hasılat olarak intikal
ettirilmesi sağlanmak: suretiyle düzeltilmektedir.Faturalama işlemi kayıtlarda yer alan maliyete, bu maliyete aynı neviden mallara ilişkin
cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayri safi kar oranının uygulanması suretiyle bulunan
tutarın eklenmesi suretiyle
yapılacaktır. Gayri safi
kar oranının, cari yıl kayıtlarına göre tespit
edilemediği
hallerde,
mükellefin
bağlı
olduğu
meslek
odasının belirleyeceği oran esas alınacaktır. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin, bu Kanunda belirtilen süre içinde faturalama işlemini yapmaları ve bu faturalan yasal kayıtlarına intikal ettirmeleri gerekmektedir. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak
geçmişe
yönelik ceza ve faiz uygulanmayacaktır . Yasal
kayıtlara intikal ettirilen
tutarlar, cari yıl gelir vergisi veya kurumlar
vergisi matrahının hesabında
dikkate alınacaktır. Aynca, bu tutarlar ilgili dönem katma
değer vergisi beyannamesinde beyan edilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerinin, 31/12/2015 tarihi itibarıyla bilançolarında görülmekle birlikte
işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara
borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak
tutarlarını, Kanunun yayunlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın
sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle
kayıtlarını düzeltebilmelerine ·iı:nkfuı sağlanmaktadır. Bu kapsamda beyan edilen tutarlar
üzerinden %3 oranında
vergi hesaplanarak beyanname venne
süresi içinde ödenmesi
öngörülmektedir.
MADDE 7 Madde
ile yurt dışında bulunan para,
altın, döviz, menkul
kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları
ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının, Türkiye'ye getirilmek suretiyle milli ekonomiye kazandmlması ve bu varlıklarım Türkiye'ye getiren gerçek
ve tüzel kişilerin maddedeki
hükümler çerçevesinde bu varlıklarına serbestçe
tasarruf edebilmelerine imkan sağlanmaktadır. Söz konusu varlıkların başkasının nam veya hesabına Türkiye'ye getirilmesi imkan dahilindedir. Yurtdışından getirilen bu varlıklar,
işletmelerin kanuni defterlerine kaydedilebilecektir. Kayıt işlemlerinde sınırlayıcı bir düzenleme öngörülmemekte olup varlıkları, işletmelerce sermayeye ilave etme, özel fon hesabında tutma veya işletme borçlarının ödenmesinde kullanma konusunda mükelleflere ihtiyarilik sağlanmaktadır.
Ayrıca, gelir
veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak işletmenin özkaynakları arasında yer almayan para,
altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarının, kanuni defterlere kaydedilmesi sağlanmaktadır .
öte
yandan, madde kapsamında Türkiye'ye getirilen
veya kanuni defterlere
kaydedilen varlıklar nedeniyle, hiçbir şekilde herhangi
bir vergi incelemesi, vergi tarhiyatı, araştırma,
inceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılmaması öngörülmektedir.
Aynca maddenin
son fıkrasıyla maddenin
uygulanmasına ilişkin olarak
Bakanlar Kuruluna ve Maliye Bakanlığına veıilen yetkiler düzenlenmektedir.
Bu
kapsamda benzer düzenlemeler ihtiva eden 5811,
6111 ve 6486 sayılı Kanunların uygulama sonuçları
da dikkate alınarak,
basit, sade ve kolay uygulanabilecek bir düzenleme ile yurt dışında bulunan
varlıkların Türkiye'ye getirilerek milli ekonomiye kazandırılması ve yurt
içinde bulunan ancak işletme kayıtlarında yer almayan varlıkların kayda alınması amaçlanmaktadır .
MADDE 8- Maddenin;
Birinci fıkrasıyla, 2016 Haziran ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; 5510 sayılı Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve. (c)
bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, sigorta primi,
emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi
kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası primi alacakları,
topluluk sigortası primi alacakları, bu Kanuna
göre yapılan başvuru
tarihi itibarıyla ilgili
mevzuatına göre ödenmesi
imkaru ortadan kalkmamış olan isteğe bağlı sigorta primleri ve Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi
ve eğitime katkı payı alacak asılları ile bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı
gibi fer'i alacakların,
İkinci fıkrasıyla, yaşlılık aylığı,
emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra
551O sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fikrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasuu gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken, 2016 yılı Şubat
ayı ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik
destek primi ile bwtlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarının,Üçüncü fıkrasıyla, 30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendinne, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik
tutarı üzerinden hesaplanan
sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklannın,
Dördüncü fıkrasıyla, 30/6/2016
tarihine kadar (bu tarih dfilıil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cez.alan ile bunlara bağlı gecikme cezası
ve gecikme zammı alacaklarının,
Beşinci fıkrasıyla, bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olmasına rağmen, fer'ilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer'i
alacağın,
tahsil ve terkinin
şekli düzenlenmiştir.
Altıncı fıkrasıyla, 551O sayılı Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların, 60 ıncı maddesinin birinci fikrasının (g) bendi
kapsamında genel
sağlık sigortalısı olanların ve ek 5 ile ek 6 ncı maddeler kapsamında sigortalı olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
MADDE 9- Maddenin;
Birinci fıkrasıyla, 30/6/2016
tarihine kadar (bu tarih dfilıil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımlandığı tarihten
önce asgari işçilik
tutarının tespitine ilişkin
Kuruma başvuruda bulunulmasına rağmen, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilememiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin,
yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit
sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları
ve bunlara uygulanan gecikme cezası ve gecikme .zammı gibi fer'i alacaklarının tahsil
ve terkinin usulü ile başvuru
ve taksitlendirme süresi düzenlenmiştir.
İkinci fıkrasıyla, 8 inci ve bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların maddelerde belirtilen şartların yanı
sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları gerektiği düzenlenmiştir.
Oçüncü fıkrasıyla, 8 inci ve bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulanan borçluların
taksit
ödeme süresince
tahakkuk eden
sigorta primlerini çok zor durwn
olmaksızın bir takvim
yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde, belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına
ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybedecekleri düzenlenmiştir.
MADDE 10- Maddede Kanunun uygulamasına ilişkin ortak hükümler
yer alınaktadrr.
Maddenin birinci fıkrasında, başvuru
ve ödeme süresine ilişkin hükümler
yer almaktadır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, Kanunun ilgili bölümlerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla,
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili
idareye yazılı başvuruda
bulunmaları gerekmektedir. Başvuruda bulunan mükelleflerin borçlarını genel olarak
ikişer aylık devreler
halinde onsekiz eşit taksitte ödemeleri öngörülmüş, ancak daha kısa sürede ödeme seçenekleri de düzenlenmiştir.
Borçların, ilk taksit
ödeme süresi içerisinde
defaten ödenmesi halinde
ilgili maddelere göre yapılandırılmış olan borçlara
herhangi bir ek mali müeyyide
uygulanmayacağı, peşin ödemeyi teşvik etmek amacıyla
yapılandırılmış borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde
tamamen ödenmesi şartına bağlı olarak
fer'i alacaklar yerine hesaplanmış Yi-ÜFE
tutarından ayrıca %50 indirim yapılacağı düzenlenmektedir. Ancak, bu borçların taksitler
halinde ödenmek istenmesi durumunda, söz konusu borçların
maddede belirtilen katsayılara göre arttırılmış şekliyle ödenmesi mümkün
olacaktır.İlgili maddelerde yer. alan
az.am..i süreler aşılmamak kaydıyla
bu
Kanuna
göre yapılandırılan borçlar altı, dokuz,
oniki
veya
onsekiz
eşit
taksitte
ödenebilecektir.
Borçluların ödeme seçeneklerinden birini başvuru
esnasında
tercih etmeleri gerekmektedir. Tercih
edilen taksit
süresinden
daha
uzun
bir
sürede
ödeme
yapılması
mümkün
olmadığı halde
daha kısa sürede ödeme yapılması mümkün
olup, bu takdirde
ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecektir.
Maddenin dördüncü fıkrasında, Maliye
Bakanlığına
ve
Sosyal
Güvenlik
Kurumuna
bağlı tahsil
dairelerinin bu Kanun kapsamında ödenecek
olan alacaklarının 6183 sayılı Kanunun
41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi durumunda, var olan hükümlerden farklı olarak ödemeye
aracılık yapan bankaların kredi kartına taksit uygulamasını borç ödeme sistemine
dahil etmeye yönelik
hükümler eklenmektedir. Yapılan düzenlemede bankaların, mükelleflerin kredi kartı ile ödedikleri taksit tutarlarını idareye
taksit aylarında tahsilat
kabul edilmek suretiyle aktarması ve mükellef
hesaplarına ise taksit ayında yansıtması
öngörülmektedir. Bu şekilde
kart kullanıcısı tarafından yapılan ödeme üzerine kart kullanıldığı gün alacaklar tahsil
edilmiş olarak kayıtlara
işlenecek ve mükellef
ile tahsil
dairesi ilişkisi ödenen
tutar için sona erecektir. Ödeme tutarlarının Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılması ise banka ile idare arasında 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesi hükümlerine göre düzenlenecektir. Böylece bankaların kredili
müşterilerine sunduğu hizmetten
mükellefler ve idare de yararlanmış olacaktır.
Diğer taraftan, maddenin
beşinci fıkrasında Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine
ödenmesi gereken
amme alacaklarına uygulanmak üzere özel bir hüküm getirilmektedir. Bu hükümle vergi
dairesinden vergi mevzuatı
gereği iade alacağı
bulunan mükellefler, bu alacaklarının Kanuna
göre vergi dairesine ödenmesi gereken
taksitlerine mahsubunu talep edebileceklerdir. Mahsup talepleri sadece kendi borçlarıyla sınırlı olacaktır. Mahsup
yoluyla ödeme taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya
taksit süresi içinde
ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz
olarak ibraz edilmesi şarttır.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine
esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara
malısup işlemleri yapılacaktır. Ancak, mahsup talebine
konu tutardan daha az tutarda
mahsubun yapılması halinde,
mahsuben ödeme suretiyle
tahsil edilemeyen tutar için borçluya
bildirimde bulunularak eksik
ödenen bu tutarın
bir ay içerisinde ödenmesi istenilecektir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın,
ödenmesi gerektiği tarihten
ödendiği tarihe kadar geçen her ay ve kesri için ayrı ayrı 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine
göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte
ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri
ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Maddenin altıncı fıkrasında bu Kanuna göre ödenmesi gereken
taksitlerin ilk ikisi
süresinde ödenmek
koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında en fazla iki defa ödenmemesi veya eksik ödenmesi
halinde, ödenmeyen bu tutarların son taksirli izleyen
ayın sonuna kadar
her ay ve kesri için ayrı ayrı 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak: geç ödeme zammı ile birlikte
ödenmesi halinde, kanun hükümlerinden yararlanmanın devamı sağlanmaktadır. Bu düzenleme ile ödeme güçlüğüne
düşen borçlulara yeni bir imkan verilmesi amaçlanmaktadır.
Taksitlere yönelik
küçük tutarlı eksik
ödemelerin ihlal sayılmayacağı belirtilerek taksitlendirmenin
devamı sağlanmaktadır.
Kanunun bazı özel hükümleri saklı tutulmak
suretiyle
borçluların
ödedikleri
tutar
kadar bu Kanundan yararlanmalarına imkan verilmektedir .
Maddenin dokuzuncu fıkrasında
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla 6111 sayılı Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanun ve ilgili kanunlar
uyarınca tecil edilmiş
ve tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan amme
alacaklarının Kanun
hükümlerinden ne şekilde
yararlanacağı açıklanmaktadır.