25 Temmuz 2016 Pazartesi

VERGİ BARIŞI NELER GETİRİYOR

Sabri Arpaç

sabriarpacymm@gmail.com

Ülkemizin son yıllarda yaşadığı terör olayları; çarşıyı, Pazarı, iş dünyasını, sanayi ve ticareti olumsuz etkilediği sonuç olarak ekonomiyi olumsuz etkilediği bilinmektedir.
Bu anlamda Kanun teklifi genel gerekçesinde de belirtildiği üzere;  esnafı iş yapamaz, iş yerini açamaz, kredisini ödeyemez hale gelme nedeniyle ekonomide de Bu kapsamda, yatırımların arttırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararları desteklemek, müteşebbislerin iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarına imkan sağlamak için bir mali af düşünüldüğü açıklanmıştır.
Bu amaçla;
- özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltmak, mükelleflerin borçlarını taksitle ödeme imkânı getirilmesi,
- Vergi ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması,
- Vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi,
- Geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması,
- İşletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi,
- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun kapsamında yapılandırılan alacakları, Kanunun öngördüğü şartlar dâhilinde ödeyemeyen borçlulara yeniden bir hak verilerek kamu alacaklarının tasfiyesine,
- Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına imkân sağlanması amaçlarıyla da düzenlemeler yapılmaktadır.

KESİNLEŞMİŞ KAMU ALACAKLARININ AFFI

Maliye Bakanlığı’na, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na ve belediyelere bağlı vergi borçlarına tahsil dairelerince takip edilen kesinleşmiş alacaklara ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
Buna göre, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan; vergiler ve vergi cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezaları ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, gecikme cezası gibi fer'i alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
Vergi veya gümrük vergilerinin asıllarında her hangi bir indirim yapılmayacak, bu vergi asıllarına bağlı olarak faiz, gecikme faizi, gecikme zamları tahsil edilmeyecek, bunun yerine, Yİ-ÜFE ( Yurt içi üretici fiyat endeksi ) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar ödenecektir.
Af hükümlerinden yararlanmak için Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye yazılı başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Başvuruda bulunan mükelleflerin borçlarım genel olarak ikişer aylık devreler halinde onsekiz eşit taksitte ödemeleri öngörülmüştür. Ancak daha kısa sürede 6, 9 ve 12 ay eşit taksitlerde de ödeyebileceklerdir.
Ayrıca, mükellefler hesaplanan vergi ve bağlı faiz veya gecikme zamlarını yüzde 50 indirimli olarak ödeyebilecekler.

 KABAHATLER KANUNU KAPSAMINDA PARA CEZALARI

5607 sayılı Kabahatler Kanununda yer alan kabahat fiilleri Gümrük Kanununa aktarılmış ve bu nedenle 5607 sayılı Kanunda yer alan gümrüklenmiş değere ilişkin idari para cezaları da Gümrük Kanununda düzenlemiştir.
Buna göre, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının da %30'u ile varsa gümrük vergileri aslının tamamı, bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi koşuluyla cezaların kalan %70'i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer' i amme alacaklarının tahsilinden vazgeçileceği hükme bağlanmaktadır.

KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA AŞAMASINDA BULUNAN KAMU ALACAKLARI

Kanunun yayınlandığı tarihte henüz kesinleşmemiş; yani dava açma süresi henüz geçmemiş, dava açma aşamasında bulunan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkukların %50'si ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezalan ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgisine göre itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ancak düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan kesinleşmemiş vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınacaktır. Ancak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın terkin, tasdik veya tadilen (değiştirilerek) tasdik ya da bozma kararı olması hallerinde borçluların Kanundan tarhiyat veya tahakkukun bulunduğu en son safhadaki miktarı esas alacaklardır.
Vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin olarak dava açılmış olması halinde bu alacakların tespitinde de Kanunun yayımlandığı tarihten önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardaki meblağ esas alınacaktır.
Kanun çerçevesinde borçları yapılandırılan borçluların maddelerde öngörülen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık gelir veya kurumlar, gelir (stopaj), kurum (stopaj), katma değer ve özel tüketim vergilerini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir.
Kanun hükümlerinden yararlanan borçluların belirtilen bu vergi türlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde belirtilen madde hükümlerinden yararlanamayacakları da belirtilmektedir.
Bu haktan yararlanmak için başvuruda bulunan ancak, bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlular bu düzenlemeden yararlanmayacaklar ve düzenlemeden önceki vergi zam, faiz ce cezalarının tamamını ödeyecekler.

KANUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ TARİHTE İNCELEME VE TAKDİRDE BULUNAN İŞLEMLER

Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilecek ve bu safhada bulunan alacaklar da af yasasından yararlanacaktır.
Ancak, matrah artırımına ilişkin hükümlerini burada saklı tutulmuş olup, başlanılmış işlemlere devam edileceği belirtilmiştir.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin %50'si ile bunlara bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75'inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmektedir.
Eylem ve işlemleriyle mükelleflerin vergi kaçırmalarına yardım edenlerle ilgili olarak da yani iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezalan vergi aslına bağlı olarak hesaplanan cezanın %25’i aynı esaslara göre ödenmesi halinde düzenlemeden yararlanacaklardır.
             
   PİŞMANLIK KOŞULLARINI İHLAL EDENLER

Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilen beyannamelerinde tahakkuk eden vergi ve pişmanlık zammını ödeyemeyenlere salınan vergi ve kesilen ceza ve zam ve faizleri hakkında da vergi barışı hükümleri uygulanacaktır.
Buna göre; pişmanlık zammı silinecek hesaplanan vergi ve ceza zam ve gecikme zamları hakkında da bu düzenleme hükümleri uygulanacaktır.
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar pişmanlıkla veya kendiliğinden yapılacak beyanlara ilişkin düzenlenme yapılmaktadır.
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar pişmanlıkla beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile pişmanlık zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının belli bir ödeme planı kapsamında ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilmesi suretiyle bu müesseseden faydalanılması teşvik edilmektedir.
Ayrıca, pişmanlık talebi olmaksızın kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile gecikme faizi yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının, belli bir ödeme planı kapsamında ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.

UZLAŞMA İŞLEMLERİ

Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyat öncesi veya sonrası uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte henüz dava açma süreleri bitmemiş vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da vergi barışı hükümlerinden yararlanacaktır.

EMLAK VERGİSİ MÜKELLEFLERİ DE DÜZENLEMEDEN YARARLANACAK 

2016 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının, belli bir ödeme planı kapsamında ödenmesi şartıyla bu alacaklar da düzenlemeden yararlanacaktır.
               
  MATRAH ARTIRIMI

Mükelleflerce çeşitli sebeplerle noksan beyan edilmiş ya da beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar dâhilinde beyan edilmesi amaçlanmaktadır. Bu şekilde beyan edilecek gelirlere aşağıdaki oranlar uygulanacak ve asgari beyan edilecek miktarlar aşağıdadır:
                                                               Uygulanacak Asgari Matrahlar                                 
Dönem                                Oran%                  İşletme                S. Meslek/Bilanço            Kurumlar
2011                      15                             9.500   14.000                  28.000  
2012                      25                             9.890   14.820                  29.650
2013                      25                           10.490   15.740                  31.490
2014                      30                           11.160   16.740                  33.470
2015                      35                           12.650   18.970                  37.940
Yukarıdaki oran ve tutarların tespitinde ekonomik gelişmelere paralel tespit edilen matrahlar esas alınmıştır. Mükellefler matrahlarına yukarıdaki oranları uygulayacaklar. Eğer bulunan matrah tabloda gösterilen asgari matrahlardan az ise bu asgari matrahlar uygulanacaktır.
Böylece mükellefler, 213 sayılı Kanunda yer alan vergi cezaları ve gecikme faizlerine karşı karşıya gelmeden vergilerini ödeme imkânına kavuşacaklardır. Bu şeklide ödemelerini kanuna uygun olarak yapanlar bu dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat ile karşılaşmayacaklar.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla katma değer vergisi mükelleflerinin vergi artırımında bulunmaları halinde, artırımda bulundukları dönemler için haklarında KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatına muhatap tutulmamaları imkânı sağlanmaktadır.
                
KDV’Yİ DE ARTIRABİLECEKLER

Artırıma esas alınan tutar, yıl içinde verilen katma değer vergisi beyannamelerinde gösterilen "hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamıdır. Hesaplanan KDV, indirimlerden önceki vergi tutarıdır. Artırıma esas tutar olarak, "ödenmesi gereken KDV" yerine, "Hesaplanan KDV'nin esas alınmasının nedeni, indirimler yüzünden bazı dönemlerde beyannamede ödenecek KDV çıkmamasıdır. Artırıma esas tutarın daha genel ve objektif bir tabana dayandırılması ve uygulanabilirliğin sağlanması amacıyla "Hesaplanan KDV" tercih edilmiştir.
Mükelleflerin sorumlu sıfatıyla verdikleri KDV beyannameleri için bu madde hükmünden yararlanmaları söz konusu değildir. Ayrıca, sorumlu sıfatıyla beyan edilen vergiler, vergi artırımına ilişkin yıllık toplam tutarın hesabında dikkate alınmayacaktır.
Maddede ayrıca mükelleflerin matrah ve vergi artırımına ilişkin olarak; dikkate alacakları diğer hususlar düzenlenmektedir.

Diğer taraftan, matrah veya vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartlan yerine getiren mükelleflerin, defter ve belgeleri incelenmeyecek ve artırıma konu olan yergilerle ilgili olarak tarhiyat yapılmayacaktır. Mükelleflerin, defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olması ilgili yıllar için mükellefler tarafından matrah veya vergi artırımında bulunulmasına engel olmadığı gibi idarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için, vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
Maddede öngörülen bir diğer düzenleme ise bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımında bulunulmasının Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine engel teşkil etmeyeceği hususudur. Ancak, maddede yer alan inceleme yapma hakkına yönelik hükümler saklı kalmak kaydıyla vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde bu işlemlere devam edilmeyecektir. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacaktır. İnceleme ve takdir sonucu tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı, bu madde hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir.
                
            NAYLON FATURA KULLANANLAR YARARLANACAK, DÜZENLEYENLER İSE YARARLANAMAYACAKLARDIR

Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesindeki kaçakçılık suçları ve cezaları bu vergi barışı konusunda ikili bir ayrıma tutulmuştur. Maddenin (a) fıkrası kapsamındakiler suçlar yasa hükmünden yararlanırken; (b) fıkrasında belirtilen defter, kayıt ve belgelerin yok edilmesi veya defter sahifelerinin yok edilerek yerine başka yapraklar koyulması veya hiç yaprak koyulmaması veya belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenmesi yani sahte belge düzenleme fiillerini işleyenlerin, bu Kanunun matrah veya vergi artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanamayacaklardır.

Buna rağmen asıl veya suretleri tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenen belgeleri kullananlar, bu Kanunun matrah veya vergi artırımı hükümlerinden yararlanacaklardır.
                
STOK VE KASA AFFI

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil) işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedeliyle, Kanunda öngörülen süre içinde vergi dairelerine bir envanter listesi ile bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler aktiflerine kaydettikleri emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için iki ayrı karşılık hesabı açacaklardır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi halinde sermayenin bir unsuru olarak sayılmakta ve dolayısıyla vergilendirilmemektedir.
Makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrılan karşılıklar ise birikmiş amortisman olarak kabul edilmektedir. Envantere dâhil edilen bu kıymetler üzerinden ayrıca amortisman ayrılmayacaktır. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise emtianın rayiç bedelini defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak, makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedelini ise envantere kaydedeceklerdir.

STOKLARDA BULUNAN MALLAR İÇİN SORUMLU SIFATIYLA KDV VE KAPSAMDA İSE ÖTV'DE ÖDENECEKLER

Mükelleflerin ellerinde bulunan belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin daraltılması ve bundan böyle yaratılacak katma değer vergisinin kavranması amacıyla, bildirim konusu mallar için katma değer vergisi hesaplatılmakta ve bu verginin, sorumlu sıfatıyla beyanı sağlanmaktadır. Bu madde çerçevesinde beyan edilerek makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tâbi faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi mümkün değildir. Ancak emtia üzerinden ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer vergisinden indirilebilecektir.
Ayrıca özel tüketim vergisine tabi mallan öngörülen düzenleme kapsamında beyan eden ve bu mallara ilişkin alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal bedel üzerinden hesaplanan özel tüketim vergilerini de katma değer vergisine ilişkin beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek ödemesi amaçlanmaktadır.

FİKTİF KASA VE ORTAKLAR TİCARİ HESAP AFFI

Bilanço esasına göre defler tutan kurumlar vergisi mükelleflerinin, 31/12/2015 tarihi itibarıyla bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını, Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aynı sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilmelerine imkân sağlanmaktadır.
Bu kapsamda beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında vergi hesaplanarak beyanname verme süresi içinde ödenmesi öngörülmektedir.
               
YURT DIŞINDA BULUNAN ALTIN, PARA, DÖVİZ, MENKUL KIYMET VE DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI İLE HER TÜRLÜ GEMİ, YAT VE DİĞER SU ARAÇLARININ YURDA GETİRİLMESİ

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının, Türkiye'ye getirilmek suretiyle milli ekonomiye kazandırılması ve bu varlıklarım Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin maddedeki hükümler çerçevesinde bu varlıklarına serbestçe tasarruf edebilmelerine imkan sağlanmaktadır.
Söz konusu varlıkların başkasının nam veya hesabına Türkiye'ye getirilmesi de imkan dahilindedir. Yurt dışından getirilen bu varlıklar, işletmelerin kanuni defterlerine kaydedilebilecektir. Kayıt işlemlerinde sınırlayıcı bir düzenleme öngörülmemekte olup varlıkları, işletmelerce sermayeye ilave etme, özel fon hesabında tutma veya işletme borçlarının ödenmesinde kullanma konusunda mükelleflere ihtiyarilik sağlanmaktadır.
Ayrıca, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, kanuni defterlere kaydedilmesi sağlanmaktadır.
Türkiye'ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıklar nedeniyle, hiçbir şekilde herhangi bir vergi incelemesi, vergi tarhiyatı, araştırma, İnceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılmaması öngörülmektedir.

  SGK PİRİM BORÇLARININ AFFI

2016 Haziran ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;
-              Sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, genel sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası primi alacakları, topluluk sigortası primi alacakları,
-              Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış olan isteğe bağlı sigorta primleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı alacak asılları ile bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların ile yaşlılık aylığı,
-              emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken, 2016 yılı Şubat ayı ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarının, 30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutan üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarının,30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cezalan ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
-              Kanun kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olmasına rağmen, fer'ilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla yapılmıştır.
Ayrıca, genel sağlık sigortalısı olanların borçlarını yapılandırmaları hâlinde, yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
                
ÖZEL NİTELİKTEKİ İNŞAATLAR İLE İHALE KONUSU İŞLERE İLİŞKİN EKSİK İŞÇİLİK TUTARLARI

30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup, Kanunun yayımlandığı tarihten önce asgari işçilik tutarının tespitine ilişkin Kuruma başvuruda bulunulmasına rağmen, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilememiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin, yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutan üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ve bunlara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tahsil ve terkinin usulü ile başvuru ve taksitlendirme süresi düzenlenmiştir.
Bu hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerektiği düzenlenmiştir.
Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulanan borçluların taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde, belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybedecekleri düzenlenmiştir.

 TAKSİT VE ÖDEME SÜRELERİ

Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, Kanunun ilgili bölümlerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye yazılı başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Başvuruda bulunan mükelleflerin borçlarını genel olarak ikişer aylık devreler halinde onsekiz eşit taksitte ödemeleri öngörülmüş, ancak daha kısa sürede ödeme seçenekleri de düzenlenmiştir.
Borçların, ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak bir defada ödenmesi halinde ilgili maddelere göre yapılandırılmış olan borçlara herhangi bir ek mali müeyyide uygulanmayacağı, peşin ödemeyi teşvik etmek amacıyla yapılandırılmış borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi şartına bağlı olarak fer'i alacaklar yerine hesaplanmış Yİ-ÜFE tutarından ayrıca %50 indirim yapılacaktır.
Kanunda yer alan azami süreler aşılmamak kaydıyla bu Kanuna göre yapılandırılan borçlar altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödenebilecektir.
Borçluların ödeme seçeneklerinden birini başvuru esnasında tercih etmeleri gerekmektedir. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılması mümkün olmadığı halde daha kısa sürede ödeme yapılması mümkün olup, bu takdirde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecektir.
Mükellefler bu borçlarını kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi durumunda, var olan hükümlerden farklı olarak ödemeye aracılık yapan bankaların kredi kartına taksit uygulamasını borç ödeme sistemine dâhil etmeye yönelik hükümler eklenmektedir.

MALİYEDEKİ VERGİ İADE ALACAKLARI TAKSİTLERE MAHSUP EDİLEBİLECEK

Ayrıca Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere özel bir hüküm getirilmektedir. Bu hükümle vergi dairesinden vergi mevzuatı gereği iade alacağı bulunan mükellefler, bu alacaklarının Kanuna göre vergi dairesine ödenmesi gereken taksitlerine mahsubunu talep edebileceklerdir. Mahsup talepleri sadece kendi borçlarıyla sınırlı olacaktır.
Mahsup yoluyla ödeme taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz edilmesi şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılacaktır.

TAKSİTLER BİR TAKVİM YILINDA İKİ KEZ SÜRESİNDE ÖDENMEZSE GECİKME ZAMMI UYGULANARAK YASADAN YARARLANABİLECEK

Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi süresinde ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında en fazla iki defa ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen bu tutarların son taksiti izleyen ayın sonuna kadar her ay ve kesri için ayrı ayrı 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde, kanun hükümlerinden yararlanmanın devamı sağlanmaktadır. Bu düzenleme ile ödeme güçlüğüne düşen borçlulara yeni bir imkân verilmesi amaçlanmaktadır.

Taksitlere yönelik küçük tutarlı eksik ödemelerin ihlal sayılmayacağı belirtilerek taksitlendirmenin devamı sağlanmaktadır. Ve Kanunun bazı özel hükümleri saklı tutulmak suretiyle borçluların ödedikleri tutar kadar bu Kanundan yararlanmalarına imkân verilmektedir.

23 Temmuz 2016 Cumartesi

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

Kapsam ve tanımlar

MADDE 1- (1) Bu Kanun hükümleri;
a)  4/1/1961tarihlive213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1)  30/6/2016 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
2)   2016 yılına ilişkin olarak 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dfilıil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (2016 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç, 213 sayılı Kanun kapsamında olmayan ancak, emlak vergisi üzerinden hesaplanan ve bu vergiyle birlikte tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ve bwıa bağlı gecikme zamları dahil),
3)    30/6/2016  tarihinden  (bu tarih  dahil)  önce yapılan  tespitlere  ilişkin  olarak vergi
aslına bağlı olmayan vergi cezaları,
b)    İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanı,
c)   30/6/2016 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve  Gümrük  ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 2117/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları,
ç) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan;
1)    31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
2)    2016  yılı  Haziran  ayı  ve  önceki  aylara  ilişkin  isteğe  bağlı  sigorta  primleri  ve
topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3)   Yaşlılık aylığı, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken, 2016 yılı Şubat ayı ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
4)   30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dfilıil) bitirilmiş olan özel nitelikteki  inşaatlar ile
ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
5)   30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan  idari para cezaları ile bunlara bağlı  gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
6)  İlgili kanunları gereğince takip edilen 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin;
damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
1)   5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası prim alacakları
hakkında uygulanır.
(2)  Bu Kanunda geçen;
a)   Vergi tabiri, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçlar ile emlak vergisi üzerinden hesaplanan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payını,
b)     Gümıiik vergileri tabiri, ilgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c)  Beyanname tabiri, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan tabiri; Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31112/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/112005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE)  aylık  değişim oranlarını, 11112014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını (Bu madde hükümlerine göre ödenecek alacaklara bu Kanunun  yayımlandığı  ay için uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten bir önceki ay için belirlenen Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.)
ifade eder.
(3)   Bu Kanun, bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına ilişkin hükümler ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun hükümlerine göre yapılandmlan alacaklara ilişkin hükümleri de kapsar.

Kesinleşmiş alacaklar

MADDE 2- (1) Maliye Bakanlığına ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından
takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dfilıil);
a)    Vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödemuemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer'i alacaktan ibaret olması halinde fer'i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları ile aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olanlar dfilıil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b)   Vadesi geldiği halde  ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve
bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş vergi  cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının %50'si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması halinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50'sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
c)  20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü  ile Tahsili
Hakkında Kanunun 1inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan tutarların bu madde kapsamında ödenmesi halinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(2)    Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dfilıil);
a)    Vadesi geldiği halde ödenmemiş ya  da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ­ ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer'i alacaktan ibaret olması halinde fer'i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen  ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme 7.8llll1lı gibi fer'i amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olanlar dahil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,
b)   Vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle kesilmiş idari para cezalarının %50'sinin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan  %50'sinin,
c)   Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının  %30'u
ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70'i ile alacak  asıllarına  bağlı  faiz,  gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(2)      İhtirazi   kayıtla   verilen   beyannameler   üzerine  tahakkuk   etmiş   olan   vergiler
hakkında bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarının (a) bendi hükmü uygulanır.
(3)   Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak 2016 yılında tahakkuk eden ve bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan geçici vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zamları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle bu madde  hükmünden yararlanılır. Bu takdirde, 2016 yılına ilişkin yıllık gelir/kurumlar vergisinin tahakkukunu müteakip ödenecek taksitlerde, vergi aslının ödenmesi şartı aranmaz.
(4)   Bu Kanun kapsainlnda ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için,  bu  Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin
(d) fıkrası hükmü uygulanmaz.
(5)    Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla yargı karan ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacaklar da  bu madde hükümlerinden yararlandmlır.  Bu hüküm  kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımlandığı tarih kabul edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda  öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi halinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(6)   Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları  şarttır.

Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar

MADDE 3- (1) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla  ilk derece yargı mercileri
nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re'sen veya
idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve  gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen  ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezalan/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla  gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2)   Bu Kanunun  yayımlandığı  tarih  itibarıyla ilgisine göre itirazlistinaf veya  temyiz
süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın;
a)       Terkine   ilişkin  karar   olması  halinde,      ilk  tarhiyata/tahakkuka     esas  alınan
vergilerin/gümrük vergilerinin %20'si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %80'inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara  bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b)       Tasdik    veya   tadilen    tasdike    ilişkin   karar     olması   halinde,    tasdik    edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin %20'si ile bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve  şekilde tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %80'i, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı  olması  halinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3)      Bu   Kanunun   yayımlandığı   tarih   itibarıyla   sadece   vergi   cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması halinde;
a)    Asla  bağlı  cezaların,  vergilerin/gümrük   vergilerinin  bu  Kanunun   yayımlandığı
tarihten önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b)     Asla  bağlı  olmaksızın  kesilen  vergi  cezalarından/gümrük  yükümlülüğüyle  ilgili idari para  cezalarından  bu maddenin  birinci  fıkrasında  belirtilen  safhada olanlarda  cezanın
%25'inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cez.anın %10'unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %50'sinin, terkin edilen cezanın %10'unun bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c)   Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle  ilgili idari
para cezalarına ilişkin verilen en son kararın bozma kararı olması halinde cez.anın %25'inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde, onanan kısım için ikinci fıkranın (b) bendindeki esaslar çerçevesinde, ilgisine göre anılan bentteki oranların yarısının,  bozulan kısım için %25'inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri, tarh edilen vergi ile birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cez.aları için de uygulanır.
a)    Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda  cezanın  %15,inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen saflıada olanlarda cezanın %5'inin, (b) bendinde belirtilen  safhada bulunanlarda  tasdik edilen ceza tutarının  %30'unun, terkin edilen cezanın
%5'inin, verilen en son kararın bozma kararı olması halinde cezanın %15'inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde tasdik edilen cezanın %30'unun, terkin edilen cezanın %5'inin,  bozulan kısmın %15'inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden vazgeçilir.
(2)   Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(3)    Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde yararlanır.
(4)   Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce (bu tarih dfilıil) taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(5)   Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış ancak, dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
(6)    Maliye Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarım kaybederler.
(7)   Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı
dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması  şarttır. (1O) Bu madde hükmünden yararlanmak  için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka  göre belirlenen alacaklar   başka   bir   işleme   gerek   olmaksızın   takip   edilir.   Şu  kadar   ki,   bu   Kanunun yayımlandığı   tarihten   önce  verilmiş  olan  en  son  yargı  kararının,   tarhiyatın/tahakkukun
tasdikine ilişkin olması halinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.

İnceleme ve tarhiyat saflıasmda bulunan işlemler
MADDE 4- (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50,si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ­ ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu  tarihten  sonra ihbarnamenin    tebliği   üzerine   belirlenen    dava   açma   süresinin   bitim   tarihine   kadar
hesaplanacak  gecikme  faizinin  tamamının,  vergi  aslına  bağlı  olmayan  cezalarda  cezanın
%25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı  başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cez.alarda cezanın %75'inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir .
(2)   Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek  vergi
ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25'ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan%75'inin tahsilinden vazgeçilir.
(3)   Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi  için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şarttır.
(4)  Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır .
(5)      Bu  madde  hükümlerinden  yararlanılabilmesi   için  madde   kapsamında   ödeme
başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.
(6)    Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine  göre uzlaşma talebinde bulunulmuş,  ancak uzlaşma günü gelmemiş ya
da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.
(7)   Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanamazlar .
(8)   Bu madde uygulamasında incelemeye başlama tarihi, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesine göre tayin olunur.
(9)   Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;
a)   213 sayılı Kanunun;
1)  371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,
2)   30 uncu maddesinin  dördüncü  fıkrasına göre kendiliğinden  verilen  beyannameler
üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas  alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,
b)     2016 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine
bu Kanunun yayımlandığı tarihe  kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının,
a)    4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği halde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların, ilgili gümrük idaresine bildirilmesi
durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2)       31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanwıunun 64 üncü maddesinde sayılan diğer ücret mükelleflerinin, bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2016  takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere ilişkin  olarak herhangi bir vergi ve cez.a aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna göre yaptıkları müracaat tarihi esas alınır.

Matrah ve vergi artırımı

MADDE 5- (1) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dfilıilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan  yıllar  için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
a)    Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, 2011 takvim yılı için %35, 2012 takvim yılı için %30, 2013 takvim yılı için %25, 2014 takvim yılı için %20, 2015 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere artırırlar.
b)    Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dahil) olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına  göre defter tutan mükellefler için 2011 takvim yılı için 9.500 liradan, 2012 takvim yılı için 9.890 liradan, 2013 takvim yılı için 10.490 liradan, 2014 takvim yılı için 11.160 liradan,  2015 takvim yılı için 12.650 liradan; bilanço esasına göre defter tutan mükellefler  ile  serbest meslek erbabı için 2011 takvim yılı için 14.000 liradan, 2012 takvim yılı için 14.820 liradan, 2013 takvim yılı için 15.740 liradan, 2014 takvim yılı için 16.740 liradan, 2015 takvim yılı için 18.970 liradan az olamaz. Geliri, sadece basit usulde tespit edilen ticari kaz.ançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 111O'wıdan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5'inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu bendin uygulamasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmaz. Birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, bu fıkrada belirtilen ilgili gelir wısuru itibarıyla matrah artırımı yapılması şarttır.
c)   Kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle  matrah  oluşmaması  ya  da  hiç  beyanname  verilmemiş  (ilgili  yıllarda  faaliyette
bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dfilıil) olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, 2011 takvim yılı için 28.000 liradan, 2012 takvim  yılı için 29.650 liradan, 2013 takvim  yılı için 31.490 liradan, 2014 takvim  yılı için
33.470 liradan, 2015 takvim yılı için 37.940 liradan az olamaz.
ç) Bu fıkra hükmüne göre artırılan  matrahlar, %20 oranında vergilendirilir ve üzerinden aynca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni  sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması halinde de bu hüküm uygulanır.
a)    Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun  geçici  61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının bulunması halinde, bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olıµamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın (a) bendinde belirtilen şekilde artırılması şarttır.
b)   Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci  maddesinde
yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları halinde, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen asgari matrahın %SO'sinden az olmamak kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden %15 oranında vergi hesaplanır.
t) Bu fıkranın (d) ve (e) bentlerinde yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi
matrahlarını da bu fıkranın (c) bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak üzere (a) bendinde belirtilen şekilde artırmaları şarttır.
g)   Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu fıkra hükmünden yararlanarak beyan ettikleri matrahları artırmaları halinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergiler, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmez.
ğ) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %SO'si, 2016 ve izleyen yıllar karlarından mahsup edilmez.
h)      İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlardan indirilemez.
ı)  Matrah  artırımında  bulunan  mükelleflerin  yıllık  gelir  ve  kurumlar  vergisine
mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
i)     İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde  faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
j) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında  matrah artırımında bulunulan vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
(2)    Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dahilinde gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisini  artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul
 ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma konu ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a)     193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2011 yılı için %6, 2012 yılı için %5, 2013 yılı için %4, 2014 yılı için %3 ve 2015 yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar artırırlar.
b)   Bu fıkranın (a) bendi kapsamında vergi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak;
1)  Verilmesi gereken muhtasar beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar ortalaması alınmak suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
2)    Hiç beyanname verilmemiş olması halinde, her ay için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
i.    Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim  ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
ii.    İlgili yılda aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması halinde, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar verilmiş olmak şartıyla izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,
iii.    Bu  Kanunun  yayımlandığı  tarihe  kadar  aylık  prim  ve  hizmet  belgesinin   hiç
verilmemiş olması halinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme döneminde geçerli olan asgari ücretin brüt tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu fıkradan yararlanılır.
c)    193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2), (3), (5), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;
1)    193 sayılı Kanunun  94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (5)  numaralı
bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2011 yılı için %6, 2012 yılı için %5, 2013 yılı için %4, 2014 yılı için %3 ve 2015 yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi,
2)    193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2011 ila 2015 yılları için her bir yıl itibarıyla %1, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere ilgili yıllarda geçerli olan tevkifat oranının %25'i oranında hesaplanan vergiyi
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar artırırlar.
ç) Bu fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya vergi artırımında  bulunulan  yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün beyannamede bulunmaması halinde;
1)   193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı  bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının %50'si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) vergisi matram üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
2)    193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı  bendi ile
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye  iradından  oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
3)    193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı  bendi ile
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için
%2, (13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de %5 oranında hesaplanan vergiyi
ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
a)     Bu fıkra uyarınca artırımda bulunulması durumunda ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartı aranmaz.
b)  Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak  dikkate alınmak suretiyle) bu  fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
t) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunulan yıl içinde yer
alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
g) Bu fıkra hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı ile matrahlar, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
ğ) Bu fıkra kapsamında artırımdan yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz .
(2)   Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dfilıilinde katma değer vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a)   Katma değer vergisi  mükellefleri,  her  bir  vergilendirme  dönemine  ilişkin  olarak
verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dfilıil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2011 yılı için %3,5, 2012 yılı için %3, 2013 yılı için %2,5, 2014 yılı için %2 ve 2015 yılı için  %1,5 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen  ikinci  ayın sonuna kadar beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.
b)    Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi  mükelleflerince,
artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;
1)   Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması halinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarımn ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım tutarı hesaplanır.
1)   Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.
2)   İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar  vergisi  matrah  artırımında  bulunulmuş  olması  şartıyla  artırılan  matrah  üzerinden
%18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katına değer vergisi tutan, yukarıda belirtildiği  şekilde hesaplanacak
%18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları halinde bu fıkra hükmünden  yararlanamaz.
b)    Vergilendirme dönemi üç aylık olan katına değer vergisi  mükelleflerinin, yıllık
asgari artırım tutan, hiç beyanname vermemiş olmaları halinde bu fıkranın (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları halinde ise aynı bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme
dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya  da işi bırakmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
c)         Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
d)       Artırım    talebinde    bulunulan    yıllan     izleyen    dönemlerde    yapılacak    vergi
incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.
e)  Bu fıkra hükmüne göre ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
(2)  Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre;
a)   Hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme z.ammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur.
b)      Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c)   Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(2)   Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi
yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
(3)    İdarenin, artınmda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
(4)     Bu maddeye göre matrah veya vergi artırımında bulunulması,  bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine  engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın  başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir . İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
(5)    Matrah  veya vergi  artırımı dolayısıyla mükelleflerce  verilen  yıllık,  muhtasar  ve
katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
(6)    213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki "defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen  sahte olarak düzenleyenler", bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar.
(1O) Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere
ilişkin  olarak  .kanuni  süresinde  vermedikleri  anlaşılan  beyannameler  nedeniyle  213  sayılı Kanunun usulsüzlük: ve özel usulsüzlük: cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(11)    Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk  taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.
(12)  Birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında yapılacak: değerlendirmede, her bir dönem için ayrı ayrı 5 liraya (bu tutar dahil)  kadar yapılan eksik ödemeler dikkate alınmaz.

İşletme kayıtlannın düzeltilmesi

MADDE 6- (1) İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a)    Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri {adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil), işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel  ile bu  Kanunun  yayımlandığı  tarihi  izleyen  üçüncü  ayın  sonuna kadar  bir  envanter
listesi  ile vergi  dairelerine  bildirmek  suretiyle defterlerine  kaydedebilirler.  Bildirime  dahil edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.
b)    Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu fıkranın (a) bendi hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine,  teçhizat ve  demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde 'sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat   ve   demirbaşlar   envantere   kaydedilir   ve  ayrılan   karşılık   birikmiş   amortisman
addolunur. İşletme hesabı esasına  göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
a)    Bu fıkranın (a) bendi uyarınca beyan edilen; genel orana tabi makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden %1O oranı, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi hesaplanan katma değer vergisinden  indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
ç) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen kıymetlerin satılması halinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen değerinden düşük olamaz.
b)    Özel tüketim vergisi konusuna giren malları bu fıkranın (a) bendi  kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin bu malların beyan  tarihindeki miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini bu fıkranın (c) bendinde belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri halinde bu mallar bakımından 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu şekilde beyan edilerek ödenen özel tüketim vergisi için vergi cezası kesilmez.
c)    Bu  fıkra hükmünün  uygulanmasına  ilişkin  olarak  geçmişe  yönelik  vergi  cezası
uygulanmaz.
(2)    Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a)    Gelir ve kurumlar vergisi m ellefleri  (adi,  kollektif  ve adi komandit  şirketler
dfilıil), kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut olmayan emtialarım, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, aynı nev'iden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kar oranım dikkate alarak fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi kar oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde, mükellefın bağlı olduğu meslek odalarının belirleyeceği oranlar esas alınır.
b)   Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz.
(3)    Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve  ortaklardan
alacaklar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a)   Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31112/2015 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler .
b)    Bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
c)    Bu  fıkra  kapsamında  ödenen  vergiler,  gelir  veya  kurumlar  vergisinden  mahsup
edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu  fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz. Bu fıkra kapsamında beyanda bulunan kurumlar  vergisi  mükelleflerinin  bu beyanları nedeniyle 2016 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde, düzeltme işlemleri bu fıkrada öngörülen beyanname verme süresi içinde yapılır ve düzeltme işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza veya faiz aranmaz.
(2)     Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içerisinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Bazı varlıklann milli ekonomiye kazandırılması
MADDE 7- (1) Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarını, bu maddedeki hükümler çerçevesinde 31112/2016 tarihine kadar Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
(2)    213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler, birinci fıkra kapsamında Türkiye'ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
(3)   Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/12/2016 tarihine
kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye'ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılır.
(4)   Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri sahip oldukları, Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31/12/2016 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın, kanuni defterlere kaydedebilirler. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir.
(5)    Birinci fıkra kapsamında Türkiye'ye getirilen veya dördüncü fıkra kapsamında kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.
(6)   Gerçek ve tüzel kişiler, birinci fıkrada sayılan varlıkları, diğer kişilerin nam veya hesabına  getirebilirler.  Nam  veya  hesabına  Türkiye'ye  varlık  getirilenlere  bu  madde
kapsamında yapılan intikaller (yabancı gerçek veya tüzel kişilerden yapılan intikaller dahil), ivazsız intikal olarak değerlendirilmez ve veraset ve intikal vergisine konu edilmez. Bu madde kapsamında Türkiye'ye getirilerek ilgili sicile veya kütüğe kaydedilen her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının Türkiye'ye getirilme ve kayıt işlemleri nedeniyle, ithalde alman vergiler dahil herhangi bir vergi, resim, harç veya diğer mali yükümlülükler ile bunlara ilişkin cezalar alınmaz.
(7)    Birinci fıkra kapsamında Türkiye'ye getirilen veya dördüncü fıkra kapsamında kanuni defterlere kaydedilen varlıklar nedeniyle, madde hükmünden yararlananlar ve birinci fıkrada sayılan varlıkların nam veya hesabına getirildiği diğer gerçek ve tüzel kişiler  ile bunların kanuni temsilcileri hakkında, sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamaz, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemez.
(8)   Bakanlar Kurulu, bu maddede yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren altı aya kadar uzatmaya; Maliye Bakanlığı, madde kapsamına giren varlıkların Türkiye getirilmesi,
bildirim ve beyanı ile işletmeye dahil edilmelerine ilişkin hususları, bildirim ve beyanların şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları
MADDE 8- (1) 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;
a)    5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)  bentleri
kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b)  Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi iınkfun
ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c)    Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
ç) 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası primi,
asılları ile bu alacaklara ödeme  sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2)    Yaşlılık aylığı, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510  sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden, 2016 yılı Şubat ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan sosyal güvenlik  destek primi asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun  yayımlandığı  tarihe kadar  geçen  süre  için  Yİ-ÜFE  aylık  değişim  oranları  esas  alınarak  hesaplanacak  tutarın,  bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi fer'i alacaklanrun tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3)   30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan  esas  alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4)    30/6/2016  tarihine  kadar (bu  tarih  dahil)  işlenen  fiillere  ilişkin  olup bu  Kanunun
yayımlandığı tarihten önce kesinleştiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan          idari  para  cezası  asıllarının  %50'si  ile   bu   tutara   ödeme   sürelerinin   bittiği tarihlerden bu Kanunun yaynnlandığı tarihe kadar geçen  süre  için Yİ-ÜFE  aylık  değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde idari para cezası asıllarının kalan %50'si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5)  Bu madde kapsamına  giren alacakların; asıllarının bu Kanunun  yayımlandığı tarihten
önce ödenmiş olmasına rağmen, fer'ilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer'i alacağın o/o40'ının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde kalan %60'ının tahsilinden vazgeçilir.
(6)   5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların, 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı  olanların, ek 5 ve ek 6 ncı maddeleri  kapsamında  sigortalı olanların, bu madde
kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarım ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.

Ön değerlendirme,  araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim tutarlan MADDE 9- (1) 30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dfilıil) bitirilmiş öz.el nitelikteki inşaatlar
ile ihale konusu işlere ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için bu Kanunun yayım
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvurulduğu halde bu sürenin sonuna kadar Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilememiş olan ön değerlendirme,araştınna veya tespit sonucunda bulwıan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı  tarihe  kadar  geçen  süre  için  Yİ-ÜFE  aylık  değişim  oranları  esas  alınarak
hesaplanacak tutarın, ilk taksit bu Kanuna göre hesaplanan  tutarın  işverene  tebliğ  edildiği tarihi izleyen ikinci aydan başlamak üzere, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilen eksik işçilik tutarları üzerinden hesaplanan sigorta prim tutarları, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen alacaklar için öngörülen süre ve şekilde ödenir.
(2)   Bu madde ile 8 inci madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları  şarttır.
(3)   Bu madde ile 8 inci madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçluların taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde, belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.

Ortak hükümler

MADDE 10- (1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a)    Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b)    Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dôneınler halinde azami onsekiz eşit taksitte ödemeleri

şarttır.

(2)   Bu Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk günü mesai saati sonunda biter.
(3)  Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;
a)  İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.
b)   İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, fer'i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı (Bu Kanunun 4 üncü maddesine   göre   fer' alacaklar   yerine   Yİ-ÜFE   aylık   değişim   oranları   esas   alınarak
hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dahil) üzerinden aynca % 50 indirim yapılır.
a)    Taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
ç) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,08),
2)  Dokuz eşit taksit için (1,12),
3)  Oniki eşit taksit için (1,16),
4)  Onsekiz eşit taksit için (1,24),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun  hükümlerinden  yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması halinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.
b)   Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar; il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye'de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra hükmüne  göre  hesaplanacak katsayı yinnidört eşit taksit için (1,32), otuz eşit taksit için  (1,40), otuzaltı  eşit taksit  için (1,48) olarak uygulanır.
(2)   Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler halinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilm si koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alımr ve borçluya tahsilatın yapıldığım gösterir makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren hesaplamr. Taksitlerin kredi kartı kullamlmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(3)   Maliye Bakanlığına  bağlı tahsil dairelerine ödenmesi  gereken amme alacaklarına
uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için  başvuruda  bulunan  ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi  için  başvuru  ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın mükellefin mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara  mahsup işlemleri yapılır, mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması halinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde ödenmesi istenilir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay  ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oramnda hesaplanacak geç ödeme zammı  ile birlikte ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(4)     Bu  Kanuna   göre  ödenmesi   gereken  taksitlerin   ilk  ikisi   süresinde   ödenmek
koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi  veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının
son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksile ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(2)    Bu Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrası ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların veya taksit tutarının %10'unu aşmamak şartıyla 5 liraya (bu tutar dahil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(3)   Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrası ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçlular,  ödedikleri  tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
(4)     13/2/2011 tarihli  ve 6111  sayılı  Bazı Alacakların  Yeniden  Yapılandırılması   ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar  hariç  olmak üzere, bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler . Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
(1O) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz, gecilcme zammı, gecikme cezası gibi fer'i amme alacağı hesaplanmaz.
(11)     Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu Kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.
(12)    5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi ile 1017/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 6552 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
(13)     a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi halinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b)   Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.
b)     Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer'ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.
(11)    İl özel  idareleri,  belediyeler  ve  bunlara  bağlı  müstakil  bütçeli  ve  kamu  tüzel
kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrası ile 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanmaz.
(12)    Bu Kanunun 4 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında beyan edilen vergilere, ödeme yönünden şartların ihlali halinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı süreleri taksit ödeme süresince işlemez.
(13)   Bu Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz . Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu edilen tarhiyatlara karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması halinde, ödenen bu tutarlar, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile vergi mahkemesince verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebilir.
(14)   Bakanlar Kurulu, bu Kanunda öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre mücbir sebep hfili kabul edilenlerin, bu Kanun kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep hfillerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri ile 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hfili ilan edilen yerlerdeki dairelere (alacaklı idarelere) mücbir sebep halinin vukuu tarihinden itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri, mücbir sebep hfilinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir .
(15)   Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre
mücbir sebep hfili ilan edilmiş ve devam eden yerlerdeki vergi dairelerinde mükellefiyet kaydı bulunan mükellefler ile Sosyal Güvenlik Kurumunca mücbir sebep hali  nedeniyle  belge verme süresi ve prim ödemelerinin ertelendiği yerlerdeki kayıtlı  işveren,  sigortalı ve diğer prim ödeme yükümlülerinin, bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde beyan ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeleri şartıyla Kanun  kapsamında  ödenmesi  gereken taksitlerden, mücbir sebep hali süresi içerisinde ödenmesi gereken taksitleri, mücbir sebep hfilinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere 6 ay içinde ödenir.
(16)   Bu maddenin onyedinci fıkrası hükümlerine göre mücbir sebep nedeniyle ödeme süresi uzatılan taksitler ile onsekizinci fıkra hükümlerine göre ödeme süresi uzatılan taksitler için altıncı fıkrada yer alan taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi şartı aranmaz.
(17)    Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı veya Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir . Belediyelere ait amme alacaklarına ilişkin hükümlerin uygulamasına dair usul ve  esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir .
Diğer hükümler
MADDE 11- (1) 6552 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 6552 sayılı Kanun kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için anılan Kanuna göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılır.

MADDE 12- (1) 6552 sayılı Kanuna ruıağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4-  (1) Bu Kanunun 73 ve 80 inci maddeleri ile  5510 sayılı Kanunun geçici 60 ıncı maddesine göre yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek madde hükümlerini ihlal edenler, bu tutarları, ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar ödemeleri şartıyla ilgili maddelerin hükümlerinden yararlandırılır.
(2)   Bu Kanunun 73 üncü maddesinin yedinci ve 5510 sayılı Kanunun geçici  60 ıncı
maddesinin ondördüncü fıkralarında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların bu maddelerin hükümlerine göre ödenmemesi nedeniyle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun hükümlerini ihlal etmiş olan borçluların ihlale neden olan tutarları, birinci fıkrada belirtilen sürede ödemeleri ya da bu süre içerisinde veya bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yaptıkları başvurulara dayanılarak 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre çok zor durumda olduklarının tespit edilmesi halinde bu borçlular da ilgili madde hükümlerinden  yararlandırılır.
(3)   Bu madde hükümlerinden yararlanan borçlulardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili maddeler kapsamında yapılandırılan alacaklara karşılık cebren ya da rızaen tahsil edilen tutarlar, bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerin en eski vadeli olanından başlamak üzere ve tahsil edildikleri tarihler dikkate alınarak bu madde hükmüne göre mahsup edilir. Bu şekilde yapılan mahsup sonrasında ilgili madde hükümlerine göre ödenmesi gereken tutarlardan fazla ödendiği tespit edilen tutarlar ilgili mevzuat hükümlerine göre red ve iade edilir.
(4)   Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili maddelerde
belirtilen kanıu kurum ve kuruluşları yetkilidir."

Yürürlük

MADDE 13- Bu Kanun hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 14- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

GENEL GEREKÇE


Hüküınetlerimiz döneminde hazırlanan 10. Kalkınma Planı ve bu Plana bağlı olarak hazırladığımız Öncelikli Dönüşüm Programları kapsamında ülkemizde yatırımların ve istihdamın artırılması, üretimin teşvik edilmesi, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi ve ülkemizin cazip bir yatırım merkezi haline getirilmesi amaçlarına hizmet etmek üzere, belli stratejik hedefler gözetilerek hazırlanan Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir.
Yatırım ortamının iyileştirilmesi suretiyle, ülkemizin uluslararası yatınınlar açısından cazibe merkezi haline gelmesinin sağlanması yanında, ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamlılığının da sağlanması gerekmektedir.
Bu kapsamda, yatırımların arttırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararlarımızı  desteklemek müteşebbislerin   ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir  şekilde
odaklanmalarına imkan sağlamak için;
özel  sektörün  kamuya  olan  borç  yükünün  azaltılarak  borçlara  taksitle  ödeme
imkam getirilmesi,
ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması,
vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması,
işletme  kayıtlarının  fiili  durumlarına  uygun  hale  getirilerek  kayıtlı  ekonomiye geçişin teşvik edilmesi
amaçlarıyla bu Teklif hazırlanmıştır. Aynca,
6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılınasına Dair Kanun kapsammda yapılandırılan alacakları, Kanunun öngördüğü şartlar dahilinde ödeyemeyen borçlulara yeniden bir hak verilerek kamu alacaklarının tasfiyesine,
Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına
imkan sağlanması amaçlarıyla da düzenlemeler yapılmaktadır.

MADDE GEREKÇELERİ


MADDE 1- Maddeyle Kanunun kapsamı düzenlenmektedir.
Maddede yapılandırmaya konu olacak alacaklar; alacaklı idare, alacak türü ve alacağın dönemi itibarıyla belirlenmiştir.
Yapılandırmaya konu alacakların ait olduğu idareler; Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, belediyeler, Sosyal Güvenlik Kurumu şeklinde düzenlenmiştir.
Yapılandırmaya konu alacaklar; vergiler ve vergi cez.aları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezalan, sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer'i alacaklar şeklinde düzenlenmiştir.
2016 yılma ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksiti Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
Yapılandırmaya konu olacak alacaklar esas itibarıyla 30/6/2016 tarihi dikkate alınarak belirlenmiştir.
Son olarak Kanun metninde kullanılan bazı terimlerin ifade ettiği anlamlar tanımlanmış ve bu suretle madde metinlerinde tekrardan kaçınılmıştır.
Ayrıca, Kanunla, bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına ve 6552 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacaklara ilişkin hükümler düzenlenmektedir.

MADDE 2- Maddeyle Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen kesinleşmiş alacaklara ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan; vergiler ve vergi cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezalan ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, gecikme cezası gibi fer'i alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
Vergi veya gümrük vergilerinin asıllarının tamamı ile bu asıllara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine,  bu  Kanunun  yayımlandığı  tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer'i alacaktan ibaret olması halinde fer'i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere/gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı  gibi  fer'i amme alacakları ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cez.aları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmiştir.
Kanunda fer'i amme alacakları "yerine" hesaplanması  öngörülen  Yİ-ÜFE tutarlarının
belirlenmesinde , bu alacakların hesaplanmasına ilişkin ilgili kanunda yer alan esaslar dikkate alınacaktır.
Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cez.aları ile iştirak nedeniyle kesilmiş olan vergi cezalarının, 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında  gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş olan idari para cez.alarının ise% 50'sinin ve bunlara bağlı gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi öngörülmüştür.  Kanunda  öngörülen  süre ve  şekilde yapılacak  ödemeyi  müteakip  cezaların kalan % 50'si ile bu cezaların tamamına daha önce uygulanmış olan gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecektir.
Ayrıca, 5607 sayılı Kabahatler Kanununda yer alan kabahat fiilleri GümrUk Kanununa aktarılmış ve bu nedenle 5607 sayılı Kanunda yer alan gümrüklenmiş değere ilişkin idari para cezaları da Gümrük Kanununda düzenlemiştir . Bu düzenlemeler dikkate alınarak, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının da %30'u ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi koşuluyla cezaların kalan %70'i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i amme alacaklarının tahsilinden vazgeçileceği hükme bağlanmaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk
eden ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan vergiler/gümrük vergileri için kesinleşmiş alacaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu alacaklar için Kanundan yararlanmak istenmesi durumunda ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere/gümrük vergilerine ilişkin açılmış davaların yargıdaki aşamaları ödenecek tutan etkilemeyecek ve beyan üzerine tahakkuk eden verginin/gümrük vergisinin tam olarak ödenmesi istenecektir.
Maddede  ayrıca,  2016  yılında  tahakkuk  eden  geçici  vergilerle  ilgili  düzenleme
yapılmakta ve Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi için taksit ödeme süresince fenni muayene izni verileceği belirtilmektedir .
Kanunun kapsadığı d<Snemlere ilişkin olup, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacakların da madde hükümlerinden yararlandırılacağı ve bu alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacağı, alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımlandığı tarihin kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.
Madde hükmünden yararlanmak. isteyen borçluların maddede belirtilen diğer şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun  yollarına başvurmamaları gerektiği hüküm altına alınmıştır.

MADDE 3- Maddeyle kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacaklarının ne şekilde yapılandırılacağına ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasıyla Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re' sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlan ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme  zammı yerine bu ·Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari  para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği hüküm altına alınmaktadır.
Maddenin   ikinci   fıkrasıyla   Kanunun   yayımlandığı   tarih   itibarıyla   ilgisine   göre itiraz/istinaf veya temyiz  süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da  karar  düzeltme  talep  süresi  geçmemiş  veya  karar  düzeltme  yoluna  başvurulmuş  olan ikmalen,  re'sen  veya  idarece  yapılmış   vergi  tarhiyatları   ile  gümrük   vergilerine   ilişkin tahakkuklarda,   bu   maddeye   göre   ödenecek   alacak   asıllarının   tespitinde,   bu   Kanunun yayımlandığı  tarih itibarıyla  tarhiyatın/tahakkukun  bulunduğu  en son safhadaki tutarın esas alınacağı  düzenlenmekte  ve  Kanunun  yayımlandığı  tarihten  önce  verilmiş  en  son  kararın
terkin, tasdik veya tadilen tasdik ya da bozma kararı olması hallerinde borçluların Kanundan hangi şekilde yararlanacağına ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
Maddenin  üçüncü  fıkrasında  sadece vergi  cezalarına/gümrük  yükümlülüğüyle  ilgili
idari para cezalarına ilişkin olarak dava açılmış olması halinde ödenecek tutarla ilgili düzenleme yapılmaktadır.
Maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son kararın, tarhiyata/tahakk:uka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten  önce  taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karar olduğu belirtilmek suretiyle Kanun uygulamasında  hangi kararın esas alınacağına dönük temel ilice belirlenmektedir.
Kanun çerçevesinde borçları yapılandırılan  borçluların maddelerde  öngörülen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisini, kurwn (stopaj) vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim vergisini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir. Maddenin sekizinci fıkrasında bu husus düzenlenmekte ve madde hükümlerinden yararlanan borçluların belirtilen bu vergi türlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde belirtilen  madde hükümlerinden yararlanamayacakları  belirtilmektedir.
Maddenin   onuncu  fıkrasında  bu  madde  hükmünden   yararlanmak   için  başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği belirtilerek, Kanundan yararlanma hakkının kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

MADDE 4- Maddeyle, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edileceği belirtilerek bu safhada bulunan alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Düzenleme, bu Kanunun matrah artırımına ilişkin hükümlerini  saklı tutmak suretiyle
başlanılmış işlemlere devam edileceği yönündedir.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin %50'si ile bunlara bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının
%50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75'inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmektedir.
İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları vergi aslına bağlı olarak hesaplanmakta ise de verginin mükellefi ile cezaya muhatap olan kişiler farklıdır. Bu nedenle bu fiiller için cezaya muhatap olanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde belirlenmiştir.
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, asla bağlı olan vergi  cezalarının  tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şartı getirilmiştir.terkin, tasdik veya tadilen tasdik ya da bozma kararı olması hallerinde borçluların Kanundan hangi şekilde yararlanacağına ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
Maddenin  üçüncü  fıkrasında  sadece vergi  cezalarına/gümrük  yükümlülüğüyle  ilgili
idari para cezalarına ilişkin olarak dava açılmış olması halinde ödenecek tutarla ilgili düzenleme yapılmaktadır.
Maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son kararın, tarhiyata/tahakk:uka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten  önce  taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karar olduğu belirtilmek suretiyle Kanun uygulamasında  hangi kararın esas alınacağına dönük temel ilice belirlenmektedir.
Kanun çerçevesinde borçları yapılandırılan  borçluların maddelerde  öngörülen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisini, kurwn (stopaj) vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim vergisini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir. Maddenin sekizinci fıkrasında bu husus düzenlenmekte ve madde hükümlerinden yararlanan borçluların belirtilen bu vergi türlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde belirtilen  madde hükümlerinden yararlanamayacakları  belirtilmektedir.
Maddenin   onuncu  fıkrasında  bu  madde  hükmünden   yararlanmak   için  başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği belirtilerek, Kanundan yararlanma hakkının kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

MADDE 4- Maddeyle, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edileceği belirtilerek bu safhada bulunan alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Düzenleme, bu Kanunun matrah artırımına ilişkin hükümlerini  saklı tutmak suretiyle
başlanılmış işlemlere devam edileceği yönündedir.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin %50'si ile bunlara bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının
%50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75'inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmektedir.
İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları vergi aslına bağlı olarak hesaplanmakta ise de verginin mükellefi ile cezaya muhatap olan kişiler farklıdır. Bu nedenle bu fiiller için cezaya muhatap olanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde belirlenmiştir.
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, asla bağlı olan vergi  cezalarının  tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şartı getirilmiştir.Diğer taraftan, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımlandığı tarihten önce tamamlandığı halde bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemlerinin yapılması ve maddede belirlenen tutarın,  belirtilen  süre   içerisinde ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılması  sağlanmıştır.
Ayrıca, mükelleflerin bu madde hükümlerinden yararlanabilmeleri için maddede belirtilen süre ve şekilde ödeme yapmaları ve dava açmamaları şartı getirilmiştir.
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da bu madde hükmünden faydalandınlmıştır.
Diğer taraftan madde hükmünden yararlanan mükelleflerin, 213 sayılı Kanunun uzlaşma,     tarhiyat     öncesi    uzlaşma    ve    vergi    cezalarında    indirim    hükümlerinden
yararlanamayacağı  açıklanmıştır.
Aynca, incelemeye başlama tarihinin, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesine göre t.ayin olunacağı düzenlenmiştir.
Maddenin dokuzuncu fıkrası ile Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar pişmanlıkla veya kendiliğinden yapılacak beyanlara ilişkin düzenlenme yapılmaktadır.
Dokuzuncu fıkranın (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, 213 sayılı Kanunun 371 inci maddesine göre Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci  ayın  sonuna  kadar pişmanlıkla beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile pişmanlık zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının belli bir ödeme planı kapsamında ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilmesi suretiyle bu müesseseden faydalanılması teşvik edilmektedir.
Aynı fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile de 213 sayılı Kanunun 3O uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile gecikme faizi yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının, belli bir ödeme planı kapsamında ödenmesi  şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği öngörülmüştür.
Dokuzuncu fıkranın (b) bendi ile de 2016 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine
ilişkin olarak emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı  ile bunlara  bağlı  gecikme faizi ve gecikme zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının, belli bir  ödeme  planı kapsamında ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve  vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilerek emlak vergisi yükümlülüklerinin yerine getirilmesi özendirilmiştir.
Maddenin  onuncu  fıkrasında  da  193  sayılı  Kanunun  64  üncü  maddesine  göre
vergilendirilen diğer ücret mükelleflerinin; bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2016 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla, önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmaması suretiyle bu mükelleflerin kayıt altına alınması hedeflenmiştir.

MADDE 5- Maddenin birinci fıkrasıyla mükelleflerce çeşitli sebeplerle noksan beyan edilmiş ya da beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar dfilrilinde beyan edilmesi sağlanmaktadır. Bu şekilde beyan edilecek gelirlere uygulanacak oran ve tutarların tespitinde ekonomik gelişmelere paralel olarak tespit edilen  matrahlar  esas alınmıştır. Böylece mükelleflere, 213 sayılı Kanunda yer alan vergi cezaları ve gecikme faizlerine muhatap  olmadan  vergilerini  ödeme  imk8nı sağlanmakta  ve artırımda bulunulan
vergiler ve dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmamak suretiyle gelirlerin doğru beyan edilmesi teşvik edilmektedir.
Ayrıca, matrah artırımında bulunan mükelleflerin beyan edecekleri ve üzerinden vergi hesaplanacak matrahlar için asgari tutarlar belirlenmekte, daha önce zarar beyan  edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş yahut ilgili yıllarda faaliyette bulunulmuş veya gelir elde edilmiş olsa da bu faaliyetlerin ve gelirlerin vergi dairesinin bilgisi dışında bırakılmış olması nedeniyle matrah bulunmaması halleri ile mükellefler tarafından beyan edilen matrahlara uygulanan oranlar sonucu bulunan matrahlara alt sınır getirilmektedir.
Ayrıca, kurumlar vergisi mükelleflerinin artırımda bulundukları kurumlar vergisi matrahlarının yanı sıra 193 sayılı Kanunun  geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi olan kazanç ve iratları üzerinden tevkif edilen vergileri de artırmaları şartı getirilmektedir .
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir (stopaj) vergisi ve kurumlar (stopaj) vergisine ilişkin
vergi ve matrah artırımı hükümleri düzenlenmekte olup bu fıkra hükmünden faydalanan mükellefler nezdinde, artırımda bulunulan vergiyi ödemeyi kabul ettikleri vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma konu ödemeler dolayısıyla gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacağı öngörülmektedir.
Maddenin  üçüncü  fıkrasıyla  katma  değer  vergisi  mükelleflerinin   vergi  artırımında
bulunmaları halinde, artırımda bulundukları dönemler için haklarında KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatına muhatap tutulmamaları imkanı sağlanmaktadır.
Artmma esas alman tutar, yıl içinde verilen katma değer vergisi beyannamelerinde gösterilen "hesaplanan katma değer vergisi"nin yıllık toplamıdır. Hesaplanan KDV, indirimlerden önceki vergi tutarıdır. Artırıma esas tutar olarak, "ödenmesi gereken KDV" yerine, "Hesaplanan KDV"nin esas alınmasının nedeni, indirimler yüzünden bazı dönemlerde beyannamede ödenecek KDV çıkmamasıdır. Artmma esas tutarın daha genel ve objektif bir tabana dayandırılması ve uygulanabilirliğin sağlanması amacıyla "Hesaplanan KDV" tercih edilmiştir.
Mükelleflerin  sorumlu  sıfatıyla  verdikleri  KDV  beyannameleri  için  bu  madde
hükmünden yararlanmaları söz konusu değildir. Ayrıca, sorumlu sıfatıyla beyan edilen vergiler, vergi artırımına ilişkin yıllık toplam tutarın hesabında dikkate alınmayacaktır.
Maddede  ayrıca mükelleflerin  matrah  ve  vergi  artırımına  ilişkin  olarak  dikkate
alacakları diğer hususlar düzenlenmektedir.
Diğer taraftan, matrah veya vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin, defter ve belgeleri incelenmeyecek ve  artırıma  konu  olan vergilerle ilgili olarak tarhiyat yapılmayacaktır. Mükelleflerin, defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olması ilgili yıllar  için mükellefler tarafından matrah  veya vergi artırımında bulunulmasına engel olmadığı gibi idarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
Maddede öngörülen bir diğer düzenleme ise bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımında bulunulmasının Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine engel teşkil etmeyeceği hususudur. Ancak,  maddede  yer alan inceleme yapma hakkına yönelik hükümler saklı kalmak kaydıyla vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde bu işlemlere devam edilmeyecektir.  Bu  süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacaktır. İnceleme ve takdir sonucu tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı, bu madde hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir.

213 sayılı .Kanunun 359 wıcu maddesinin (b) fikrasında belirtilen defter, kayıt ve belgelerin yok edilmesi veya defter sahifelerinin yok edilerek yerine başka yapraklar koyulması veya hiç yaprak koyulmaması veya belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenmesi fiillerini işleyenlerin, bu Kanunun matrah veya vergi artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanamayacakları öngörülmektedir. Öte yandan, asıl veya suretleri tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenen belgeleri kullananların, bu Kanwıwı matrah veya vergi artırımı hükümlerinden yararlanmasına engel bir husus bulunmamaktadır.


MADDE 6- Maddenin birinci fıkrasıyla, kayıt dışı faaliyetlerin kayıt altına alınabilmesi için, işletmelerde mevcut olmasına rağmen kayıtlara yansıtılmamış emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilebilmesini sağlayacak: düzenleme yapılmaktadır. Bwıa göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dfilıil) işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedeliyle, Kanunda öngörülen süre içinde vergi dairelerine bir envanter listesi ile bildirmek: suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir. Bu suretle gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yasal kayıtlarının gerçek durumu yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenmektedir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler aktiflerine kaydettikleri emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için iki ayn karşılık hesabı açacaklardır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi halinde sermayenin bir unsuru olarak sayılmakta ve dolayısıyla vergilendirilmemektedir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrılan karşılıklar ise birikmiş amortisman olarak kabul edilmektedir . Envantere dahil edilen bu kıymetler üzerinden aynca amortisman ayrılmayacaktır. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise emtianın rayiç bedelini defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak, makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedelini ise envantere kaydedeceklerdir.
Mükelleflerin ellerinde bulwıaıı belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin daraltılması ve bınıdaıı böyle yaratılacak: katma değer vergisinin ka 'l amacıyla, bildirim konusu mallar için katma değer vergisi hesaplatılmak:ta ve bu verginin, sorumlu sıfatıyla
beyanı sağlanmaktadır. Bu madde çerçevesinde beyan edilerek makine, teçhiz.at ve demirbaşlar üzerinden ödenen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi mümkün değildir. Ancak emtia üz.erinden ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer vergisinden  indirilebilecektir.
Aynca özel tüketim vergisine tabi malları öngörülen düzenleme kapsamında beyan eden ve bu mallara ilişkin alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal bedel üzerinden hesaplanan özel tüketim vergilerini de katma değer vergisine ilişkin beyanname verme süresi içinde ayn bir beyanname ile beyan ederek ödemesi amaçlanmaktadır .
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin kayıtlarının daha sağlıklı hale getirilebilmesi için kayıtlarında yer aldığı halde gerçekte mevcut olmayan mallarını fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilmelerine imkfuı sağlanmaktadır. Diğer bir anlatımla, faturalı olarak alınıp kayıtlara geçen ancak belge düzenlenmeksizin satılan malların halen stokta gözükmesi nedeniyle  oluşan gerçek dışılık, fatura düzenlenerek kayıt ve beyanlara hasılat olarak intikal
ettirilmesi sağlanmak: suretiyle düzeltilmektedir.Faturalama işlemi kayıtlarda yer alan maliyete, bu maliyete aynı neviden mallara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayri safi kar oranının uygulanması suretiyle bulunan tutarın eklenmesi suretiyle yapılacaktır. Gayri safi kar oranının, cari yıl  kayıtlarına  göre  tespit  edilemediği  hallerde,  mükellefin  bağlı  olduğu  meslek  odasının belirleyeceği oran esas alınacaktır. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin, bu Kanunda belirtilen süre içinde faturalama işlemini yapmaları ve bu faturalan yasal kayıtlarına intikal  ettirmeleri  gerekmektedir.  Bu  fıkra  hükmünün  uygulanmasına  ilişkin  olarak  geçmişe
yönelik ceza ve faiz uygulanmayacaktır . Yasal kayıtlara intikal ettirilen tutarlar, cari yıl gelir vergisi veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınacaktır. Aynca, bu tutarlar ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinde beyan edilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerinin, 31/12/2015 tarihi itibarıyla bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını,  Kanunun yayunlandığı  tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar  vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilmelerine ·iı:nkfuı sağlanmaktadır. Bu kapsamda beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında vergi hesaplanarak beyanname  venne süresi içinde ödenmesi öngörülmektedir.

MADDE 7 Madde ile yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının, Türkiye'ye getirilmek suretiyle milli ekonomiye kazandmlması ve bu varlıklarım Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin maddedeki hükümler çerçevesinde bu varlıklarına serbestçe tasarruf edebilmelerine imkan sağlanmaktadır. Söz konusu varlıkların başkasının nam veya hesabına Türkiye'ye getirilmesi imkan dahilindedir. Yurtdışından getirilen bu varlıklar, işletmelerin kanuni defterlerine kaydedilebilecektir. Kayıt işlemlerinde sınırlayıcı bir düzenleme öngörülmemekte olup varlıkları, işletmelerce sermayeye ilave etme, özel fon hesabında tutma veya işletme borçlarının ödenmesinde kullanma konusunda mükelleflere ihtiyarilik sağlanmaktadır.
Ayrıca, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak işletmenin özkaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz,  menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, kanuni defterlere kaydedilmesi sağlanmaktadır .
öte   yandan,    madde   kapsamında   Türkiye'ye    getirilen   veya  kanuni    defterlere
kaydedilen varlıklar nedeniyle, hiçbir şekilde herhangi bir vergi incelemesi, vergi tarhiyatı, araştırma, inceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılmaması öngörülmektedir.
Aynca maddenin son fıkrasıyla maddenin  uygulanmasına ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna ve Maliye Bakanlığına veıilen yetkiler düzenlenmektedir.
Bu kapsamda benzer düzenlemeler ihtiva eden 5811, 6111 ve 6486 sayılı Kanunların uygulama sonuçları da dikkate alınarak, basit, sade ve kolay uygulanabilecek  bir  düzenleme ile yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye'ye getirilerek milli ekonomiye kazandırılması ve yurt içinde bulunan ancak işletme kayıtlarında yer almayan varlıkların kayda alınması amaçlanmaktadır .

MADDE 8- Maddenin;

Birinci fıkrasıyla, 2016 Haziran ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde, bu Kanunun yayımlandığı  tarih  itibarıyla ödenmemiş  olan; 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve. (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan,  sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik

sigortası primi, Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası primi alacakları, topluluk sigortası primi alacakları, bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkaru ortadan kalkmamış olan isteğe bağlı sigorta primleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı alacak asılları ile bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların,
İkinci fıkrasıyla, yaşlılık aylığı, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 551O sayılı Kanunun üncü maddesinin birinci fikrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasuu gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken, 2016 yılı Şubat ayı ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bwtlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarının,Üçüncü fıkrasıyla, 30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendinne, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklannın,
Dördüncü fıkrasıyla, 30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dfilıil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cez.alan ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı  alacaklarının,
Beşinci fıkrasıyla, bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olmasına rağmen, fer'ilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer'i alacağın,
tahsil ve terkinin şekli düzenlenmiştir.
Altıncı fıkrasıyla, 551O sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların, 60 ıncı maddesinin birinci fikrasının (g) bendi kapsamında genel
sağlık sigortalısı olanların ve ek 5 ile ek 6 ncı maddeler kapsamında sigortalı olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmasına  ilişkin düzenleme yapılmıştır.

MADDE 9- Maddenin;

Birinci fıkrasıyla, 30/6/2016 tarihine kadar (bu tarih dfilıil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce asgari işçilik

tutarının tespitine ilişkin Kuruma başvuruda bulunulmasına rağmen, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilememiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin, yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ve bunlara uygulanan gecikme cezası ve gecikme .zammı gibi fer'i alacaklarının tahsil ve terkinin usulü ile başvuru ve taksitlendirme  süresi düzenlenmiştir.
İkinci fıkrasıyla, 8 inci ve bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları,  açılmış  davalardan  vazgeçmeleri  ve kanun yollarına başvurmamaları  gerektiği düzenlenmiştir.
Oçüncü fıkrasıyla, 8 inci ve bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulanan borçluların  taksit  ödeme süresince tahakkuk  eden sigorta primlerini  çok zor durwn
olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde, belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybedecekleri  düzenlenmiştir.

MADDE 10- Maddede Kanunun uygulamasına ilişkin ortak hükümler yer alınaktadrr.
Maddenin birinci fıkrasında, başvuru ve ödeme süresine ilişkin  hükümler  yer almaktadır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, Kanunun ilgili bölümlerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Kanunun yayımlandığı  tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye yazılı başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Başvuruda bulunan mükelleflerin borçlarını genel olarak ikişer aylık devreler halinde onsekiz eşit taksitte ödemeleri öngörülmüş, ancak daha kısa sürede ödeme seçenekleri de düzenlenmiştir.
Borçların, ilk taksit ödeme süresi içerisinde defaten ödenmesi halinde ilgili maddelere göre yapılandırılmış olan borçlara herhangi bir ek mali müeyyide uygulanmayacağı, peşin ödemeyi  teşvik  etmek amacıyla yapılandırılmış  borçların  ilk taksit  ödeme  süresi  içerisinde
tamamen ödenmesi şartına bağlı olarak fer'i alacaklar yerine hesaplanmış Yi-ÜFE tutarından ayrıca %50 indirim yapılacağı düzenlenmektedir. Ancak, bu borçların taksitler halinde ödenmek istenmesi durumunda, söz konusu borçların maddede belirtilen katsayılara göre arttırılmış şekliyle ödenmesi mümkün olacaktır.İlgili maddelerde yer. alan az.am..i süreler aşılmamak  kaydıyla  bu  Kanuna  göre yapılandırılan  borçlar  altı,  dokuz,  oniki  veya  onsekiz  eşit  taksitte  ödenebilecektir.  Borçluların ödeme  seçeneklerinden  birini  başvuru  esnasında  tercih   etmeleri   gerekmektedir.   Tercih   edilen taksit  süresinden  daha  uzun  bir  sürede  ödeme  yapılması  mümkün  olmadığı   halde   daha  kısa sürede ödeme yapılması mümkün olup, bu takdirde ödenecek  tutar  ilgili  katsayıya  göre düzeltilecektir.
Maddenin  dördüncü  fıkrasında,  Maliye  Bakanlığına  ve  Sosyal  Güvenlik  Kurumuna
bağlı tahsil dairelerinin bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacaklarının 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi durumunda, var olan hükümlerden farklı olarak ödemeye aracılık yapan bankaların kredi kartına taksit uygulamasını borç ödeme sistemine dahil etmeye yönelik hükümler eklenmektedir. Yapılan düzenlemede bankaların, mükelleflerin kredi kartı ile ödedikleri taksit tutarlarını idareye taksit aylarında tahsilat kabul edilmek suretiyle aktarması ve mükellef hesaplarına ise taksit ayında yansıtması öngörülmektedir. Bu şekilde kart kullanıcısı tarafından yapılan ödeme üzerine kart kullanıldığı gün alacaklar tahsil edilmiş olarak kayıtlara işlenecek ve mükellef ile  tahsil dairesi ilişkisi ödenen tutar için sona erecektir. Ödeme tutarlarının Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılması ise banka ile idare arasında 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesi hükümlerine göre düzenlenecektir. Böylece bankaların kredili müşterilerine sunduğu hizmetten mükellefler ve idare de yararlanmış olacaktır.
Diğer taraftan, maddenin beşinci fıkrasında Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine
ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere özel bir hüküm getirilmektedir. Bu hükümle vergi dairesinden vergi mevzuatı gereği iade alacağı bulunan mükellefler, bu alacaklarının Kanuna göre  vergi dairesine ödenmesi gereken taksitlerine mahsubunu talep edebileceklerdir. Mahsup talepleri sadece kendi borçlarıyla sınırlı olacaktır. Mahsup yoluyla ödeme taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz edilmesi şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara malısup işlemleri yapılacaktır. Ancak, mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması halinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde ödenmesi istenilecektir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi  gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar geçen her ay ve kesri için ayrı ayrı 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Maddenin altıncı fıkrasında bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi
süresinde ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında en fazla iki defa ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen bu tutarların son taksirli izleyen ayın sonuna kadar her ay ve kesri için ayrı ayrı 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak: geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde, kanun hükümlerinden yararlanmanın devamı sağlanmaktadır. Bu düzenleme ile ödeme güçlüğüne düşen borçlulara yeni bir imkan verilmesi amaçlanmaktadır.
Taksitlere yönelik küçük tutarlı eksik ödemelerin ihlal sayılmayacağı belirtilerek taksitlendirmenin devamı sağlanmaktadır.
Kanunun  bazı  özel  hükümleri  saklı  tutulmak  suretiyle  borçluların  ödedikleri  tutar
kadar bu Kanundan yararlanmalarına imkan verilmektedir .
Maddenin dokuzuncu fıkrasında Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla 6111 sayılı Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanun ve ilgili kanunlar uyarınca tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan amme
alacaklarının Kanun hükümlerinden ne şekilde yararlanacağı açıklanmaktadır.