17 Ağustos 2015 Pazartesi
12 Ağustos 2015 Çarşamba
28 Temmuz 2015 Salı
13 Haziran 2015 Cumartesi
21 Şubat 2015 Cumartesi
ANKARA KİTAP FUARI SAHAFLARIN DA KATILIMI İLE ANKARA TİCARET ODASI ATA CONGRESİUM'DA AÇILDI. FUAR 20 ŞUBAT-01 MART TARİHLERİ ARASINDA ANKARALI KİTAP SEVERLERİN ZİYARETİNE AÇIK OLACAKTIR. CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN'IN NEREDEYSE TUVALETE GİTMELERİNİ HABER YAPAN YANDAŞ VE BOYALI MEDYANIN BÖYLESİ BİR KÜLTÜR HİZMETİNİ HABER YAPMAMALARI ÜZÜNTÜ VERİCİ...
14 Şubat 2015 Cumartesi
150 m2’nin
Altındaki Konutların Satışında Mutfak, Banyo, Isıtma ve Soğutma Donanımları
Bünyesine Giren ve Yüklenilen KDV İade Edilebilecektir
Sabri Arpaç
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
sabriarpacymm@gmail.com
Müteahhitler tarafından inşa edilen150 m²’nin
altındaki konut satışlarından kaynaklanan ve indirim yolu ile indirilemeyen indirimli orana tabi işlemlerden
kaynaklanan vergiler iade edilmektedir.
Bina
projesinde bulunan ısıtma, soğutma donanımları (inverter iç ünite ve dış ünite
tesisat bedelleri), mutfak dolabı, mutfak tezgahı, lavabolu banyo dolabı, gömme
dolap, duşakabin, küvet ile projede bulunmamakla birlikte gömme şeklinde monte
edilen dolapların sökülüp taşınma işlemlerinin, maliyet ve ölçü uyumsuzlukları
nedeniyle de mümkün olmayacağının düşünüldüğü ifade edilerek, söz konusu
ürünler nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin iade hesabına dahil edilip
edilmeyeceği uzun sure tartışma konusu olmuş ve bu konuda farklı vergi
idarelerince farklı uygulamalar yapılmaktaydı.
KDV
oranlarının belirlendiği 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki (I)
sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan ve Kararnamenin 1 inci maddesinin 6
numaralı fıkrasında sayılanlar dışında kalan net alanı 150 m² ye kadar
konutların tesliminde %1 oranında KDV uygulanmaktadır.
KDV
Kanununun 29/2 nci maddesi ile indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla
yüklenilen ve işlemin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirim yoluyla
giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan
kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde
mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi
şartıyla nakden ya da mahsuben iadesi imkanı getirilmiştir.
Konu ile ilgili olarak yürürlükten kaldırılan 119 Seri No.lu
KDV Genel Tebliği’nden açıklamalar yer almaktaydı. Bu Tebliğ’in Katma Değer
Vergisi Genel Uygulama Tebliği ile yürürlükten kaldırılması üzerine bu kez aynı
açıklama Uygulama Tebliği’nin "3.1.31.
İade Hesabına Dahil Edilebilecek Yüklenilen KDV" başlıklı bölümüne
Örnek 1 olarak aktarılmıştır.
Bu şekilde duraksaamaya varılan konu ile ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı Samsun Vergi Dairesi
Başkanlığı tarafından benzer özelge
verilmiştir.[1]
‘Örnek 1: ankastre ürünlerle birlikte veya
mobilyalı olarak satılan 150 m² nin altındaki bir konut tesliminden kaynaklanan
iade talebinde; buzdolabı, fırın, davlumbaz, bulaşık makinesi, mobilya,
vestiyer, televizyon ve benzeri eşyalar, konut sahibi kişilerce sökülüp
taşınarak tekrar kurulup kullanılabilecek (eklenti) mahiyette olup, bunların
tesliminin konut tesliminden bağımsız bir teslim olarak değerlendirilecektir.
Dolayısıyla söz konusu eşyaların teslimi
için bu eşyaların tabi olduğu KDV oranının uygulanacağı ve konut ile birlikte
teslim edilen söz konusu eşyaların temininde yüklenilen KDV’nin, genel esaslara
göre indirim konusu yapılacağı, ancak iade hesabına dâhil edilmeyecektir.’
Şeklinde belirtilmiştir.
Bu
açıklamalara göre; yukarıda sayılan ürünlerden, yerinde inşa edilen, sökülüp
götürülmesi ve taşınması mümkün olmayan ve konut satışından bağımsız olarak
düşünülemeyecek nitelikte olanların bünyesine giren ve yüklenilen KDV, konut teslimine ilişkin
iade hesabına dahil edilebilecektir.
Ancak;
söz konusu ürünlerin sökülüp taşınarak başka yerde tekrar kurulmak suretiyle
kullanılacak nitelikte olması durumunda, bu ürünlere ilişkin yüklenilen KDV
genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecek, ancak konut satışına ilişkin
iade hesabına dahil edilmeyecektir.
13 Şubat 2015 Cuma
Konut
teslimlerinde Satıcı Müteahhit Tarafından Fazla Hesaplanan KDV’nin Konut
alıcısına İade Edileceği
Sabri
Arpaç
Yeminli
Mali Müşavir sabriarpacymm@gmail.com
Konut satıcısı müteahhit tarafından yüzde 1 oranı yerine
yüzde 18 uygulanarak fazla katma değer vergisi hesaplaması sonucu fazla
hesaplanıp konut alıcısı tarafından geri istenen katma değer vergisi konusu ile
ilgili olarak 23.08.2013 Tarih ve 11395140-105[229-2012/VUK-1-
. . .]–1321
‘………………….
Söz konusu proje kapsamında üretilen bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarında bir
kısmının “konut”, bir kısmının ise “rezidans” olarak kaydedildiği,
Ayrıca söz konusu proje kapsamında toplu yaşam alanlarının yönetimine ilişkin
olarak düzenlenen yönetim planının da tapuya tescil edildiği,
Tapuya tescil edilen yönetim planının 23 üncü maddesinde ise bağımsız bölümlerin
tek tek belirlenerek; bu bölümlerden zemin katların “ticari niteliğe haiz
rezidans” diğerlerinin ise “zemin üstü konut” olarak tanımlandığı,
Yine aynı maddenin devam eden paragrafında; “giriş rezidansların, özel hizmet
alan konut niteliğinde olup, müşteriye açık (hukuk bürosu, yazıhane,
muayenehane, emlak bürosu vb.) ofis şeklinde kullanılamaz” sınırlamasının
yapıldığı,
Şirket olarak söz konusu proje kapsamında; tapu kayıtlarında rezidans, yine
tapuya tescil edilen yönetim planında “ticari niteliğe haiz rezidans” olarak
tanımlanan bölümlerin satışı yapılanlar için m² si ne olursa olsun % 18
oranında KDV uygulanarak faturalarının düzenlendiği ve satışı yapılan bu
kapsamdaki bağımsız bölümler için düzenlenen satış vaadi sözleşmelerinde KDV
oranının %18 olarak belirtilmekle birlikte söz konusu KDV oranının yürürlükteki
mevzuata göre değişmesi halinde artırılıp azaltılacağının da belirtildiği,
Aynı projeden “…” adlı müşterinin ise 1 adedi “konut”, diğeri “rezidans” olarak
tanımlanan ve 150 m² den düşük iki adet bağımsız bölüm satın aldığı, rezidans
olarak tanımlanan bağımsız bölüme %18, konut olarak tanımlanan bağımsız bölüme
ise %1 oranında KDV uygulanıp faturasının düzenlendiği, bu defa adı geçen
Şirket tarafından KDV oranın %1 olması gerektiğinden hareketle taraflarına
düzenlenen faturadaki KDV oranının düzeltilmesi gerektiği ve fark KDV nin
taraflarına iadesi talebinde bulunduğu,
Tapu kayıtlarında rezidans olarak kaydedilen bağımsız bölümler için; yönetim
planındaki tanımlama – kısıtlama ile satış vaadi sözleşmesi de dikkate alınarak
uygulanacak KDV oranın ne olacağı ve olması gerekenden fazla hesaplanan vergi
olması durumunda düzenlenen ve beyan edilen faturalar için nasıl bir düzeltme
işlemi yapılması gerektiği, faturaların yeniden düzenlenmesi zaruretinin olup
olmadığı, Vergi Usul Kanunu açısından alıcıdan nasıl bir belge ile bu durumun
düzetileceği,
Yukarıda belirtilen hususun gerek vergi mükellefi olan kişi ve kurumlar
açısından, gerekse vergi mükellefi olmayan gerçek kişiler açısından nasıl bir
uygulamaya tabi olacağının Vergi Usul Kanunu hükümlerince nasıl bir düzeltme
işlemi yapılarak sonuçlandırılacağı ve bundan sonraki rezidans dairelerinin
satışında KDV oranının kaç olacağı,
konularında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
KDV Kanununun 8/2 inci maddesinde “Vergiye
tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV’yi fatura ve benzeri vesikalarda
göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda KDV
gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler. Bu husus kanuna göre borçlu
oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de
geçerlidir. Bu gibi sebeplerle fazla ödenen vergilerin, indirim hakkına sahip
olmayanlara iadesi konusunda Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü
yer almaktadır.
Katma değer vergisi oranları Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinin
Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı
Kararname eki (I) sayılı listede yer alan mal ve hizmetler için % 1, (II)
sayılı listede yer alan mal ve hizmetler için % 8, bu listeler dışındaki diğer
mal ve hizmetler için ise % 18 olarak tespit edilmiştir.
Söz konusu Kararname Eki I sayılı listenin 11′inci sırasında “Net alanı 150 m² ye kadar konut
teslimleri” ibaresi yer almaktadır. Bu itibarla, KDV ye tabi
taşınmaz teslimlerinde KDV oranı; net alanı 150 m² ye kadar konutlar için % 1,
150 m² ve 150 m² yi aşan konutlar ile m² sınırlaması olmaksızın diğer bütün
taşınmazlar için % 18 dir.
KDV Kanununun 8/2 inci maddesindeki yetkiye dayanarak yayımlanan ve fazla veya
yersiz ödenen vergilerin iadesine ilişkin düzenlemeleri içeren 116 Seri No.lu
KDV Genel Tebliğinin (4.) bölümünde; fazla veya yersiz hesaplanan verginin
satıcı mükelleflere iadesinin mümkün olduğu, bunun için de fazla veya yersiz
hesaplanan vergiye ilişkin olarak gerek satıcı gerekse alıcı nezdinde işlemin
KDV uygulanmadan önceki hale döndürülmesinin esas olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, söz konusu projede ‘‘ticari niteliğe haiz rezidans”, tapu
kayıtlarında ise ‘‘rezidans” olarak kayıtlı olan ve yapı ruhsatı …/2010
tarihinde alınmış net alanı 150 m² ye kadar gayrimenkullerin fiilen konut
olarak teslime konu edilmesi durumunda %1, konut harici tesliminde % 18
oranında KDV uygulanacaktır.
Öte yandan, bahsi geçen teslimlerde fazla veya yersiz hesaplanan KDV bulunması
halinde; fazla veya yersiz KDV hesaplayarak beyan eden şirketinizin, bahse konu
KDV yi alıcıya (….) iade ettikten sonra vergi dairesine başvurarak düzeltme
talep etmesi mümkün bulunmaktadır.
II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 217 nci maddesinde, “Diğer bilumum defter ve kayıtlara rakam ve
yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı
okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veyahut ilgili bulunduğu
hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir.” hükmü yer
almaktadır.
Bu durum fatura ve benzeri belgeler içinde geçerli olup, fatura üzerindeki
yanlışın üstü çizilerek doğrusunun yazılması suretiyle gerekli düzeltmelerin
yapılması mümkündür.
Anılan Kanunun 227 inci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla
olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu
belirtilmiş, bu Kanun’a göre tevsik edici bir belge mahiyetinde bulunan fatura
ise mezkûr Kanunun 229 uncu maddesinde, satılan emtia veya yapılan iş
karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya
işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış;
231 inci maddesinin beşinci fıkrasında ise faturanın, malın teslimi veya
hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu
süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm
altına alınmıştır.
Mezkûr Kanunun 234 üncü maddesinde ise,
“Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter
tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
…
3. Vergiden muaf esnafa;
Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi
yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf
esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf
tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher
gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.
Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve
iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın
adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi
ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı
satana tevdi olunur.
Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.” hükmü yer almaktadır.
Bununla birlikte, 1 Seri No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde;
“Dönemsellik Kavramı; işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul
edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının
diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasıdır. Gelir ve giderlerin tahakkuk
esasına göre muhasebeleştirilmesi ve hâsılat, gelir ve karların aynı döneme ait
maliyet, gider ve zararlarla karşılanması bu kavramın gereğidir.” denilmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre bahsi geçen teslimlerde fazla veya yersiz
hesaplanan KDV bulunması halinde;
Faturada gerekli düzeltme işleminin değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde
yapılması gerekmekte olup, kapanan hesap dönemlerine dair düzeltmeye ilişkin
faturaların ilgili hesap döneminden sonra tanzim edilerek kayıtlarınıza intikal
ettirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Şirketiniz tarafından, başka bir şirkete satışı yapılan konutlar ile ilgili
olarak fazla ve yersiz tahsil edilen verginin, tarafınıza düzenlenecek fatura
karşılığında alıcıya ödenmesi ve söz konusu faturanın daha önce hatalı
düzenlenen fatura ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.
Vergi mükellefi olmayan kişilere satışı yapılan konutlar ile ilgili olarak
fazla ve yersiz tahsil edilen verginin ise tarafınızca alıcı adına düzenlenecek
gider pusulası karşılığında iadesi ve gider pusulasının daha önce hatalı
düzenlenen fatura ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.’
Şeklindedir.
12 Şubat 2015 Perşembe
HANGİSİ VANDALİZM?
Sabri Arpaç
Vandalizm nedir? Önce konu hakkında kısaca bilgi verelim. Vandalizm sözlüklerde
kısaca; ‘vandal, miladın başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile
yaptığı savaşlarda acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Germen halkı yani Alman’ların
atalarıdır. Günümüzde kullanılan anlamı ise, eski kültür ve sanat
anıtlarını yakıp yıkan, bunların değerini bilmeyen kimse veya topluluklara
verilen addır. Vandalizm ise, vandal olma yanlısı’ demektir.
Bilindiği gibi gezi olaylari nedeniyle göstericilerle
güvenlik güçleri arasında tartşmalar meydana gelmekte. Göstericiler eylemlerini
sürdürmekte, polis ise göstericileri engellemeye çalışmaktadır.
Gösteri yapanlar gösteri konusu ile ilgili ısrarlarını
sürdürmekte, iktidar ise karşı argümanlarla göstericilerin amaçlarını aştıkları
ve ideoljik amaçlarla gösterilerini sürdürdükleri ve hatta iç ve dış güçlerce
kışkırtıldıklarını, bu kışkırtıcıların başında ise faiz lobisinin geldiğini
ileri söylemektedirler.
Şimdi bu faiz lobisi üzerinde biraz duralım. On yillik
AKP iktidarında 100 milyar doları aşan cari açığa rağmen göreceli de olsa krızden
sanki etkilenmemiş gibi görünen bir Türkiye vardır. Oysa Batının, amerikanın
enflasyonu ve faiz oranlari bizimkinden düşüktür.
Global dünyada sermaye hareketlerinin hızlı bir
şekilde hareket ettiği bilinmektedir. Eğer Türkiye’de faiz oranı diğer
ülkelerden daha yüksekse ve Türkiye de güvenli bir ülke ise sermaye yani para Türkiye’ye
gelir. Güvenli olmadiğina inandiğinda ise geri gider.
10 yıldır sermaye ihraç eden Batı ülkelerinin ve
Körfez sermayesinin at koşturduğu Türkiye Gezi Park olaylarının vandalca
bastırılmak istenmesi ve insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması, hükümetin
ve özellikle de başbakanın olaylara serinkanlı yaklaşmaması, çatışmacı bir dil
kullanması nedeniyle bütün Batı Dünyasında tartışılır hale gelmiştir. Özellikle
Batının ve on yıldır koşulsuz desteklediği AKP iktidarı bu kez güven veremez
hale gelmiştir.
Yani iktidarın vandalca hareketleri, ülkeyi ve
ekonomiyi zor durumda bırakmıştır. Ek olarak da ABD’nın doları disipline etmesi
ise dolara olan talebi artırmış ve dolar hızla yükselmeye başlamıştır.
Yani vandalizm bizatihi iktidar tarafndan halka uygulanmış,
Ülkenin imaji içte ve dışta olumsuz
etkilenmiştir.
Üzerinde bir çaki bile bulunmayan, hiç bir ateşli ve
delici silah kullandıklari hakkında bir tespit yapılamayan göstericiler nasıl
vandal oluyor?
Üzerlerıne acımasızca tazyikli su sıkılan, zehirli
gazlarla perişan edilen; öğrenci, aydın, sanatçı, sivil toplum örgüt yöneticileri
yani halk vandal oluyor, güvenlik güçleri himayesinde, satırla, palayla, sopayla
saldıranlar, bunları yaptıran iktidar ve onları kanunsuz uygulayan mülki ve
güvenlik güçleri amirleri vandal olmuyor! Öylem mi?
Kanunlar çerçevesinde görev yapmayan, iktidar yandaşi,
kanun ve nizam tanımayanlar hariç olmak üzere, terörün yıllardır kol gezdiği
Ülkemizde canını ortaya koyarak ekonomik nedenlerle polisliği seçmek zorunda
olan kendi tabirleriyle ‘emir kulu’ polisler ise sokağin mağduru haline
getirilmiştir.
Göstericiler içinde kamu malına, halkın mal ve can
güvenliğine zarar veren vandallar var ise, onlari bulup adelete teslim etmek
güvenlik güçlerinin görevidir. Aylardır devam eden gösterilerde göstericilerin
neden olduğu bir can kaybi ya da aşırı bir zaiyat da şimdiye kadar kamu oyuna
yansımamıştır.
Bir tanımı ya da suçlamayı yaparken bile, isabet
göstermeyen, adeta kendini tanımlayan AKP
iktidarı, vandalizmle özdeşmiştir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)