16 Ekim 2016 Pazar

FETÜLLAH’ÇI YAPI TEHLİKESİ ALT KADEMEDE GÖREV YAPAN ÖĞRETMEN, MEMUR V.S. İLE ÖNLENEMEZ VE GEÇİŞTİRİLEMEZ…

Sabri Arpaç
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi

15 Temmuz’da Ülkemiz gerici bir darbe ile karşı karşıya geldi. İktidar, muhalefet, ordu, polis ve halkın demokrasiye sahip çıkması ile bu karanlık darbe girişimi bertaraf edildi. Halkımıza geçmiş olsun diyerek yazımıza başlayalım.

Demokrat güçlerin yıllardır meydanlarda, mecliste ve her türlü ortamda FETULLAH’ÇI yapının tehlikesinde, devlet içinde nasıl yapılandıklarını anlata anlada dinlendirmediler.

Sağ partiler ve gerici güçler bu hareketi yardımsever, Türkiyeyi dışardan tanıtan, islamiyete hizmet eden bir yapı olarak sunmaya çalıştılar.

Daha sonar da AKP iktidarını FETÖ’cülerle paylaşarak iktidarını sürdürmeye çalıştı. Bu benim veya benim gibi düşünenlerin düşüncesi ve söyleminden çok TV’lerde AKP yandaşları ve sözcüleri özellikle de Burhan Kuzu tarafından ‘… biz FETÖ’cülerin gücünden yararlanarak vesayet yönetimi ile birlikte mücadele ettik, onları kullandık’ demek suretiyle gerçek niyetlerini safiyane olarak itiraf etmiştir.

Yani mevcut AKP iktidarı kendisine ait olan Anayasal iktidar hakkını bir cemaatle çıkarları uğruna paylaşmıştır.

Zafere giden yolda her şey mübahtır. Yalan, riya, takiye başarmak için kullanılabilir. Bu düşünce Nikola Machiavelli tarafından siyasi yaklaşım olarak 16. yüzyılda ortaya atılmıştır. Bu yaklaşım gerek AKP iktidari gerekse FETÖ’cü hareket tarafından bir siyasi bir ideoloji olarak kabul edilmiştir.

Merak edenler Google hazretlerine veya bazı ansiklopedik bilgilerden yararlanarak Makyavelizm  hakkında ayrıntılı bilgi edinebilirler.

Sonuçta yıllardır dilimize pelesenk ettiğimiz cemaatlerin devlete’te nasıl yerleştikleri, nasıl devleti ele geçirdikleri uyarılarımız göz ardı edilerek Devlet FETÖ darbesine maruz kalmıştır.

Bu darbe başarılı olsaydı şimdiki gibi bir Türkiye olmayacaktı. Belki de Türkiye Cumhuriyeti olmayacaktı. Kan gövdeyi götürecekti. Kabul edilelim ki Ülkemiz büyük bir tehlikeyi atlatmıştır.

Bu tehlikenin müsebibi, ortam yaratıcısı, destekçisi, koruyucusu AKP iktidarıdır.

Önceki iktidarların zamanında da bu hareketin var olduğu söylenmektedir. Doğrudur. Ama O iktidarlar FETÖ’cülerle iktidarlarını bölüşmemişlerdir.

O zamanlar eğitim, hayır işleri şeklindeki görünümleri gözden kaçmış olabilirler. Hele ki CHP’nin sürekli bu tehlikeyi sürekli vurguladığı hafızalardadır.

AKP’li belediyelerin Devlet imkanlarını FETÖ’cü bu cemaate nasıl aktardığı yani ne istediniz de vermedik sözleri bizzat Cumhurbaşkanındır. Bakanları, parti yetkilileri, belediye ve Devlet kurumları yetkililerinin Kamu kaynaklarını nasıl bu Örgüte aktardıkları kamuoyunca malumdur.

Bu malum suç Allah’ın affı yada basit bir özürden ibaret olmamalıdır.

Ben ve benim gibiler yaşamlarının hiç bir döneminde bu ve benzeri örgütler ile bir ilgileri olmamıştır. Kapılarının önünde bile geçmeyiz. Ama her yurttaş gibi onlarında hukuk içinde yargılanıp cezalarını en ağır bir şekilde çekmeleri de bizim özgün görüşümüzdür.

Bu demek değil ki asıl, siyaset kurumu ile, Devlet yöneticileri ve sorumluluk mevkiinde bulunan her kes yerine alt görevlerde görev yapan ve öğretmen, memur, emir altnda bulunan asker mehmetçiklerin  yargılanması,  olsa olsa gerçek suçluları gizlemek amacından başka bir şey olamaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder